Biz, mesleksiz üç kişi daha iş bulsun diye teşvik tasarlıyoruz. Onlar şampiyon yetiştirmek için tasarlıyor.
Seul ziyaretinden beri aklımdan çıkmayan sorulardan biri de, “Neden biz bu topraklardan bir Hyundai çıkartamadık?” sorusudur. Diyeceksiniz ki,”Bitmedi şu iki günlük Seul ziyareti anıların!” Vallahi haklısınız. Ne yapayım? Etkilendim işte.
Seul sokaklarında dikkatimi yalnızca kaldırımların özenle tasarlanmış olması çekmedi, bir de yollardaki arabaların markası çekti. Yeni bir ülkeye gittiğimde, ben, hep, sokaklarında ne tür arabaların dolaştığına bir bakarım. Bir nevi, gelir testi gibi yani. Ne tür markalar daha çok? Arabalar eski mi, yoksa yeni mi? Nasıl araba kullanıyorlar? Kore’de beni şaşırtan şu oldu: Sokaktaki arabaların önemli bir bölümünü daha önce hiç görmemiştim. Tamam, arada bir bildiğim bir Mercedes filan geçiyordu. Ama ortada öyle Honda, Ford, Renault gibi otomobil markaları hiç yoktu. Ya ne vardı? Kore’nin yerli otomobilleri vardı. Hyundai, Kia, SsangYong mebzul miktarda vardı. Yalnız bunların da daha önce Türkiye’de hiç görmediğim modelleri etrafta dolaşıyordu. Hepsi yepyeniydi. Seul sokaklarında dolaşırken, her tarafı saran gökdelenler son derece tanıdık, arabalar ise tamamen yabancıydı. Bu bana son derece ilginç geldi. Sonra Hyundai ile Kia’nın aynı firmanın farklı markaları olduğunu öğrendim. Hyundai Motor Company dünyanın dördüncü büyük otomobil üreticisi konumunda. 1967 yılında kurulmuş. Koreli. Şimdi merak etmez misiniz bu nasıl olmuş da olmuş diye. İşte ben de merak ettim.
Kore ve Türkiye’nin otomobil üretimine aynı zamanlarda başladığını biliyor muydunuz? Onlar 1955’te, biz ise 1959 yılında bu işe başladık. Her iki ülke de otomobil üretimine başka ülkelerde üretilen otomobillerin montajını yaparak başladılar. Zaman ithal ikamesi zamanıydı. Türkiye’de de aynı model uygulandı, Kore de aynı yolu seçmişti. Onlar bir iş yaptı. Başarılı oldu. Biz onların yaptığını yapamadık, böyle dağ başında kalakaldık. Gelin anlatayım. Siz karar verin. Kore’de önceleri Japon ve Amerikan arabaları üretiliyordu. Türkiye’de ise önce İtalyan ve Fransız otomobilleri üretilmeye başlandı. Bu arada, devlet hem Kore’de hem Türkiye’de yerli otomobil üreticilerini destekledi. 1990’lı yıllarda Kore’nin otomobil firmaları kendi yerli modellerini çıkarmaya başladılar. Biz ise hâlâ başkalarının modellerini üretmeye devam ediyoruz. Onlar 1990’larda bir sıçrama gerçekleştirdi. Biz ise orada kaldık. Biz nerede yanlış yaptık?
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.