Nasıl oluyor da oluyor? Faiz ve kur-3

Diziye kaldığım yerden devam ediyorum. Faiz ile döviz kuru arasındaki iliÅŸkiyi incelerken, faiz haddinin neden deÄŸiÅŸtiÄŸini anlamak çok önemli. Faiz haddini ‘riskli faiz’ ve ‘risksiz faiz’ diye ikiye ayırmak gerekiyor. Ä°kisi arasındaki farkın temelde iki belirleyicisi var. Bir: Yurtiçinde uygulanan politikalar ve siyasi durum nedeniyle risk algılamasındaki deÄŸiÅŸiklikler. Ä°ki: Yurtiçinde bir deÄŸiÅŸiklik olmasa bile yurtdışı mali yatırımcıların küresel nedenlerle risk alma iÅŸtahlarındaki azalma. Elbette bu geliÅŸmelerin döviz kuruna da önemli etkileri oluyor.

Önce şunu belirtmek gerekiyor. Bir ülkeye yönelik risk algısı artmıyorken faiz artıyorsa, risksiz reel faiz artmış oluyor. Bu durumda, bu ülkenin mali varlıklarını satın alıp yükselen bu reel faizden (reel getiriden) yararlanma isteği de doğal olarak artıyor. Ülkenin çıkardığı mali varlıklara olan talep yükseliyor. Kendisine riskten arındırılmış olarak yüksek getiri arayan yabancı yatırımcılar, o ülkenin hazinesinin çıkardığı tahvillerden daha çok satın almak istiyorlar ve o ülkenin şirketlerinin hisse senetlerine olan talep artıyor.

Yabancı yatırımcıların bu tahvilleri ve hisse senetlerini alabilmeleri için o ülkeye getirdikleri dövizi yerli paraya çevirmeleri gerekiyor. Bu durumda, o ülkede döviz arzı artıyor, yerli paraya olan talep yükseliyor. Arzı artan dövizin değeri azalıyor, farklı bir ifadeyle talebi artan yerli para değerleniyor. Bu durumda, döviz kuru düşüyor.

Dolayısıyla, ‘yüksek faiz-düşük kur’ ortaya çıkıyor. Ama dikkat ederseniz buradaki faiz risksiz, faiz: Risksiz faiz yükseliyor. Bu getiriyi saÄŸlayan mali varlıkların riski olmadığı için ya da daha doÄŸru bir ifadeyle, mevcut riskleri artmadığı için onlara olan talep artıyor. Bu nedenle kur düşüyor.

Åžimdi zıt bir durum düşünelim. Bir ülkeye iliÅŸkin risk algılaması artsın. Mesela Yunanistan’ın durumunda olan ama kendi para birimini kullanan bir ülkeyi ele alalım. Bütçe açığı ve kamu borcu çok yüksek. Borcun yükseliÅŸini düşürmek için alınan önlemler kâr etmiyor. Ãœstelik bu önlemlerin uygulanabilir olduÄŸu da şüpheli; önemli bir toplumsal muhalefet var. Ãœlke birikmiÅŸ borçlarından doÄŸan yükümlülüklerini yerine getirememenin, yani ‘iflas etmenin’ arifesinde.

Tıpkı Yunanistan’da olduÄŸu gibi bu ülkenin tahvillerinin faizleri müthiÅŸ yükseliyor. Ama bu yükseliÅŸin arkasında sıçrayan risk var. Mali yatırımcılar o ülkenin tahvilini satın almak istemiyorlar, daha önce satın aldıkları tahvilleri de bir an önce ellerinden çıkarmaya çabalıyorlar. Bu durumda bu tahvillerin fiyatları baÅŸ aÅŸağıya gidiyor. Farklı bir ifadeyle, tahvilleri satın almak için yatırımcılar kendilerine çok yüksek bir risk primi verilmesini talep ediyorlar. Yani, bu ülkede faizler yukarıya sıçrıyor.

Bunun döviz kuruna etkisi sanıyorum açık: Bu ülkenin para birimi cinsinden tahviller panik halde elden çıkarılıp, elde edilen yerli para bir an önce dövize çevrilmek isteniyor. Yani, yukarıdaki örneğin tam tersi bir durum gerçekleşiyor: Dövize olan talep artıyor, yerli paraya olan talep ise azalıyor. Sonuçta doğal olarak döviz kuru yükseliyor.

Bu durumda piyasada gözlediÄŸimiz ‘yüksek faiz-yüksek kur’ oluyor. Dikkat ederseniz faizin yükselmesinin nedeni riskteki artış; risksiz faiz deÄŸiÅŸmiyor. Ama o deÄŸiÅŸmeyen risksiz faiz bile artık mali yatırımcıları  ‘kesmiyor’. Risk algılamasının artması onları ürkekleÅŸtiriyor; daha önce kabul ettikleri o faiz düzeyi bile o ülkenin tahvillerini tutmak için onlara yeterli olmuyor.

Risksiz faiz değişmiyorken, yurtiçi faiz yurtdışı nedenlerle de artabilir. Mesela gelişmiş ülkeler faizlerini belirgin biçimde artırmaya başlayabilirler. Ya da küresel bir çalkantı olur; risk alma iştahı azalır. Bu durumda, özellikle kısa vadeli sermaye bizim gibi ülkelerden çıkıp, gelişmiş ülkelerin güvenli limanlarına döner. Yine aynı olgu gözlenir. Yurtiçi faiz, artan risk nedeniyle yükselir, yerli paraya olan talep azalır ve dövize olan talep artar. Sonuçta döviz kuru yükselir.

Kıssadan hisse şu: Her faiz yükselişi illaki düşük kur anlamına gelmez.

Fatih ÖZATAY

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir