Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın uzun zamandır Başbakan’ın hedefindeki isim olduğu biliniyor. Özellikle faiz temelli tartışmanın alevlendirdiği ayrı politikalar Başbakan’ı sinirlendiriyor. Çok kısa zaman içerisinde, Erdem Başçı’nın yerinde yeni bir ismi görmemiz muhtemel.
Peki bu kim olabilir diye akıl yürütürken, son zamanlarda ilginç çıkışlarıyla kamuoyunun gündemine gelen bir profesör dikkatimi çekiyor. Hayal kurmak parayla değil ya, benim de içime kurt düştü.
Dünya Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ünsal Ban’dan bahsediyorum. Öncelikle altını çizeyim ki, bir bilgiye dayanmıyor. Sadece bir içgüdü… Ban, son dönemde Başbakan’ın ağzıyla Merkez Bankası’na öyle bir yükleniyor ki; sanırım Başbakan bile bu kadar fütursuz olmayı göze alamaz.
Ya kulis yapıyor ya da dikkat çekmeye çalışıyor,; ama sanki gönlünden böyle bir görev geçiyor. Üstelik Başbakan’ın yönetim tarzına da çok uygun. Bunun en açık kanıtı Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi…
Hani Başbakan’ın konuşmasını kaçırsanız, Bakan Zeybekçi ‘ne demiş’ diye bakmanız yeterli. Bu yapı içerisinde Zeybekçi’nin fikrinin önemi olmadığına göre, görüşler Başbakan’ın… Ban da Zeybekçi’nin bir başka versiyonu…
Türkiye’de o koltuklarda oturanların kendi fikirleri var mı, açıkçası merak ediyorum. Hoş kendi fikirleri olsa, orada oturmaya devam edebilirler mi, bu daha kritik bir konu. Çünkü Başbakan Erdoğan’ın canı sıkıldı mı, bir yerleri kendine tam bağımlı hale getiriyor.
İşte son verdiği demeç. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ile ilgili çalışma yaptıklarını söylüyor ve Fikret Bila’ya verdiği röportajda ‘aynı işi MİT de yapıyor. TİB’i kurumsal olarak kaldırıp, MİT’e devredeceğiz’ diyor.
Yani biri sorgulanabilir bir kurum ve görevleri belli. Diğeri son değişikliklerle kesinlikle sorgulanamaz bir yapı ve üstelik istihbarat teşkilatı. Sadece bu örnek bile işlerin ülkede zıvanadan çıktığını gösteriyor.
Hukuku, TOKİ’yi, iletişimi, Merkez’i ve daha nicelerini kendine bağla, bunlar kesinlikle denetlenemez olsun, sonra da demokrasiden bahset. Yakında bakkalları, eczaneleri, işçileri, hamalları, hatta şirketleri de kendine bağladığına şahit olacak mıyız?
Ya biri bizimle fena dalga geçiyor ya da bu bir karabasan olmalı. Ama karabasan ise ne olur artık biri uyandırsın. Çünkü Başbakan’ın bu tavrı şiddetlenerek arttıkça, Ban, Bulut, Zeybekçi gibi nice isimler de Başbakan gibi konuşmaya başladı.
Bir tanesini bile, sürekli bağırıp, bilgiye dayanmadan konuşarak insanın sinirlerini bozarken, bu fotokopi tipi enflasyon neden? Bu ne böyle? El insaf; buna can dayanmaz.