Merkez Bankası’nın Sesine Kulak Vermek Gerek

Merkez Bankası’nın, 2011 yılının Ocak ayında iÅŸleme koyduÄŸu deÄŸiÅŸiklikler, piyasalar tarafından yakından izlenmeye devam ediyor. 25 Ocak’ta açıkladığı enflasyon raporunda baz senaryo altında, daha düşük politika faizi ve daha yüksek zorunlu karşılık oranları ile, politika bileÅŸiminin, içinde bulunduÄŸumuz konjonktürde finansal istikrarı ve fiyat istikrarını birlikte gözetebilmek açısından en uygun seçenek olarak ortaya çıktığını ifade etmiÅŸti.

Aslına bakarsanız, Merkez Bankası; faiz indirimleri, zorunlu karşılık artırımları ve bu çerçevede likidite yönetimi ile uyguladığı para politikası sonucu; piyasalara sıkılaştırıcı bir para politikası sunmak istiyor. Burada, bana göre Merkez Bankasının  esas amacı, fiyat istikrarının sağlanması için gerekli olan olası tehditleri ortadan kaldırmak. Bu tehdit ise;  2011 yılı için  cari açık gibi görülmekte.  Şu an ki görünüm ise pek iç açıcı değil. Cari açık’ın yükselmesi; kredi genişlemesini artırıyor ve  kurlarda aşırı değerlenmelere neden oluyor.  Alınan tedbirler sonucunda, önümüzde ki aylarda kredi genişlemesinde yavaşlama ve kurlarda dolaylı olarak düşüş eğilimi göreceğiz.

Özellikle, ekonomide zor günler geçiren rönesans kıtasının para birimi Euro’da düşüşler beklenmekte. Tabi ki bu durumun iç piyasa da fiyatlar üzerinde etkisi olacak. Bankalar, piyasaya  daha fazla kredi verebilmek için bir kısmı ellerinde bulunan hazine kağıtlarını satacak ve bunun sonucu olarak da  hazine kağıtlarının fiyatı düşerek, faiz yükselmeye başlayacak.

Gelinen noktayı analiz edecek olursak, TCMB, artan cari işlemler açığı ve tüketici kredilerini önlemek için, munzam karşılıkları yükselterek frenlemek istiyor. Bu durumda, 2011 senesi içinde, 2010 yılında gerçekleşen % 8,5 büyüme rakamına ulaşmak zor gözüküyor. Ancak, şunu ifade etmek gerekir ki, Türkiye, 2010 yılında iç tüketim ile yüksek büyüme rakamlarına ulaştı. Bir anlamda, ithalata dayalı büyüdü. Peki, bankalar 2011 yılında, kredi musluklarını kıstığı zaman ne olacak ? Türk özel sektörü, 2011 yılı içinde, yatırım kararlarını alırken ihtiyatlı olmaya çalışacak. Gelecek aylar, bu sorunun cevabını verecek gibi gözüküyor.

Dr. Ä°smet DEMÄ°RKOL

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir