2011 yılının sona ermesine sayılı günler kala, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın, aralık ayı beklenti anketi bugün açıklandı. Buna göre; yıl sonu büyüme beklentisi yüzde 7’den yüzde 7.1’e; yıl sonu cari açık beklentisi, 74.5 milyar dolardan 75.1 milyar dolara, yıl sonu TÃœFE beklentisi ise % 10’u aÅŸarak yüzde 10.25 olarak tahmin edilmekte. Yıl sonu dolar kuru beklentisi de 1.80 TL’den 1.82 TL’ye çıkmış durumda.
Buna göre, 2012 yılında Türkiye Ekonomisini bekleyen iki büyük tehlikeden birincisinin cari açık, ikincisinin ise, TÜFE endeksi olacağı görülmektedir. Yalnız dikkatlerden kaçan bir husus var ki, o da artan dış ticaret açığının en yüksek maliyet kaleminin, enerji maliyetleri olduğudur. 2012 yılında Brent Petrolünün varil fiyatının, 100 – 150 dolar arasında olacağı beklenmekle birlikte, Euro bölgesi ve Amerika kıtasında devam etmekte olan, borç ve büyüme krizlerinin 2 – 3 yıl daha süreceği göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin cari açığı kapatabilmesi için, yabancı sermaye giriş arzını nasıl arttıracağı büyük bir soru işareti olarak aklıma takılmaktadır. Mevcut, Euro bölgesi krizinde, 9 Aralık sonrası EFSF’nin işlevinin ve rezervinin 1 trilyon dolara çıkarılması durumda, yabancı sermayenin, kendi ülkesinde ki mali sorunlar neden ile, dışarıya çıkma maliyeti artacaktır. 2012 yılında ise, bir yandan politika faizlerinin çok fazla yükseltilmek istenmemesi, diğer yandan yabancı sermaye girişlerinin istenilen düzeyde olmaması durumunda cari açık, enflasyon, faiz oranlarında beklenen iyileşme nasıl görülecektir ? bu da aklıma takılan ikinci soru.
http://bigyatirim.blogspot.com/
 Dr.İsmet DEMİRKOL