Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Samanyolu televizyonunda yaptığı bir konuşmada “Bankanın altın rezervlerini arttıracaklarını, bunun için yastık altındaki altınları hedef aldıklarını” söylemiş.
Yeni dönemde, Merkez Bankası rezervlerinin “daha az döviz-daha çok altın”dan oluşması için adımlar atabiliriz dedikten sonra, bunun yöntemini şöyle açıklamış. Bankalarının TL cinsinden, Merkez Bankası’na yatırmak mecburiyetinde oldukları zorunlu karşılıkların bir kısmını altın cinsinden tutmalarına izin vereceğiz. Eğer vatandaşlar yastık altındaki altınları bankalara tevdi edip “altın depo hesabı” açarlarsa, bundan gelir de elde ederler diye ilave etmiş.
ALTIN MUZIRDIR
Sanayide pek de işe yarayan bir maden olmayan altın, altın diş de demode olduktan sonra iyice faydasızlaşmıştır. Ancak altın, nedreti dolayısıyla “değer saklama aracı” olarak hep talep edilmiştir. Altın, bin bir zorlukla üretilip, sonra da kilitli kasalarda saklanan garip bir metaldir. Altına para bağlamak ise tasarruf değil, istifçiliktir.
ALTIN MEVDUATI VARSA ALTIN KREDİSİ DE OLMALIDIR
Yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak için ortaya atılan tezleri kırk defa irdeledim. Vardığım sonuç şudur: Altını olanlar ve/veya altınla borç alanlar, altın ve dolar fiyatlarındaki “dalgalanma riskini” üstlenmeden yastık altındaki altınlar finansal sisteme giremez. Bu riskleri ortadan kaldıran bir işlem türü veya sigorta poliçesi ortada yoktur. Kaldı ki; Türkiye’de parasını altına yatıranların çoğu zaten bu risklerden veya volilerden uzak durmak isteyenlerdir. Geçmişteki altın mevduatı denemeleri de başarısız olmuştur.
ALTININ FAİZİ OLMAZ
Gelelim şu bankada açılacak “altın mevduatı” hesabına altınla faiz verme işine. Banka, son tahlilde bir “bilanço”dur ve bankacılar “bilanço” yönetir. Faizini altınla ödemek üzere altın mevduatı kabul eden bir bankanın, bilançosunda bir uyumsuzluk oluşmaması için, faizi de anaparası da altınla ödenecek kredi vermesi gerekir. Bu krediyi alan reel sektör şirketinin de bilançosunda bir uyumsuzluk riski oluşmamalıdır. Dolayısıyla bu sanayi şirketi de mesela vadeli mal satıyorsa, malın fiyatını ve vade farkını altınla hesaplayıp altınla tahsil etmelidir. Bu yöntem çalışmaz. Hiç kimse aylık taksitleri “şu kadar gram” altınla ödenmek şartıyla vadeli otomobil almaz. Çünkü bordrolu çalışanın maaşı veya doktorun vizite ücretleri altınla ödenmemektedir. Kredi kartı borçları ve faizleri de altına bağlı değildir. O zaman bankalar da faizi altınla ödenecek altın mevduatı kabul edemez. Hakeza Merkez Bankası’nın da zorunlu altın karşılıklarına altınla faiz ödemesi için, bankalara da altınla ödünç verip, altınla faiz alması gerekir.
Son Söz: Altın para olmadan, para altın olmaz.