Merkez Bankası Para Politikası Kurulu açıklamaları şöyle:
Temmuz ayında tüketici fiyatları yüzde 0,31 oranında artmış ve yıllık enflasyon
yüzde 8,88’e yükselmiştir. Bu yükselişte baz etkilerinin yanı sıra son dönemde
Türk lirasında gözlenen değer kaybı belirleyici olmuştur. Temel enflasyon
göstergelerinin ana eğiliminde de yükseliş gözlenmiştir.
Gıda grubunda yıllık enflasyon sınırlı bir düşüşle yüzde 12,72’ye gerilemiştir.
İşlenmemiş gıda grubunda taze meyve ve sebze fiyatlarındaki düşüşe karşın et
fiyatlarındaki artış sonucunda yıllık enflasyon önceki aydaki seviyesini
korumuştur. İşlenmiş gıdada ise özellikle ekmek ve tahıllar dışında gözlenen
olumlu seyre paralel olarak grup yıllık enflasyonundaki yavaşlama sürmüştür.
Mevcut görünümde işlenmemiş gıda fiyatlarının yıl içindeki birikimli artışı geçmiş dönem ortalamalarının üzerinde seyretmektedir. Öncü göstergeler grup yıllık enflasyonunda bir miktar azalışa işaret etmektedir.
Enerji fiyatları Türk lirasındaki değer kaybı ve petrol fiyatlarındaki artışa istinaden yükselmiştir. Baz etkisi kaynaklı olarak grup yıllık enflasyonunun Ağustos ayından itibaren belirgin olarak azalacağı öngörülmektedir.
Hizmet fiyatları Temmuz ayında yüzde 0,79 oranında artarken grup yıllık
enflasyonu haberleşme ve diğer hizmetler alt grupları kaynaklı olarak yüzde
7,97’ye yükselmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış veriler hizmet nflasyonunda
ana eğilimin yüksek seyrini bu dönemde de koruduğuna işaret etmektedir.
Özetle, enflasyonda Ağustos ayından itibaren düşüşün başlayacağı ngörülmekle
birlikte, fiyatlama davranışları dikkatle takip edilmektedir.
Toplantıda son dönemde finansal piyasalarda gözlenen oynaklıklar değerlendirilmiştir. Mayıs ayından bu yana küresel düzeyde para politikalarına
ilişkin gelişmeler tüm finansal varlıkların yeniden fiyatlanmasına neden
olmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkelerdeki para politikasına yönelik belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle finansal piyasalardaki oynaklık artmaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak, küresel portföy yatırımlarında gelişmekte olan ülke varlıklarının ağırlığının azaltıldığı gözlenmektedir. Orta ve uzun vadede sermaye hareketlerinde iktisadi temellerin belirleyici olması beklense de kısa vadede gelişmiş ülke kaynaklı para politikası belirsizlikleri finansal dalgalanmalara yol açmaktadır.
Kredi artış oranları referans değerin üzerinde seyretmeye devam etmektedir. Son dönemde zayıflayan sermaye hareketlerinin ve alınan makroihtiyati tedbirlerin kredi büyüme oranlarını sınırlayıcı etki yapması beklenmektedir. Kurul, böyle bir konjonktürde daha temkinli bir para politikası duruşunun da katkısıyla kredi büyüme hızlarının kademeli olarak daha makul düzeylere geleceği değerlendirmesinde bulunmuştur. Kredi artış hızındaki kademeli yavaşlama hem cari işlemler açığını olumlu yönde etkileyecek hem de finansal istikrarı destekleyecektir.