Mehmet UÄŸur Civelek’in bugünkü yazısı
Küresel ekonomi, olağan dışı bir süreçten geçiyor. Çeyrek asırdır hüküm süren sürdürülebilir olmayan eğilimler ve geleneksel olmayan politikalar seti tekliyor; söz konusu dönem boyunca ağırlaşmış sorunların ve buna bağlı olarak sinsice büyümesine izin verilmiş çıkar çatışmalarının nasıl aşılacağı kestirilemiyor. Çok yönlü beklentilerin olumsuzlaşması ve küresel piyasalar cephesinde yıkıcı olabilecek türden fiyat oynaklıklarının yaşanması engellenemiyor.
Geride bıraktığımız hafta içinde ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı konusundaki gerginliğin büyümesi gündeme ipotek koymuş ve tüm beklentiler üzerinde etkili olmuştu. Bu haftanın ilk yarısında ise her şeyin anormal bir hızla değiştiğine, jeopolitik gerginliğin yoğunlaştığı coğrafyada Rusya ile ABD arasındaki uzlaşmazlığın tüm beklentileri olumsuzlaştırma nöbetini devraldığına tanık oluyoruz; Çin Yönetiminden gelen ticaret savaşındaki gerilimi azaltma amaçlı söylemler ise, olumsuz eğilimlerin hızla yayılarak gelişmelerin kontrolden çıkmasını önlemek amacı ile kullanılıyor. Rusya, Türkiye ve İran’a yönelik eşanlı spekülatif ataklar belirsizlik ve kırılganlık yönündeki algıları beslemeye devam ediyor. Kafalar karıştırılıyor ve güvensizliğin etki alanı genişliyor.