Mehmet UÄŸur Civelek’in bugünkü yazısı
Küresel ölçekte geleceğe yönelik ekonomik beklentilere ilişkin belirsizliğin artış eğiliminde olduğu bir süreçten geçiyoruz. Ne kadar süreceği ve nasıl sonlanacağı belli olmayan bu gidişat, riskten kaçınma eğiliminin ateşine odun taşırken güvenli liman arayışlarının ön planda olmasına zemin hazırlıyor; ülkeler arasındaki ekonomik ve siyasi ayrışmalar bu ortamdan besleniyor ve piyasalar pek fiyatlamıyor olsa da jeopolitik gerginlikleri artırıyor. Bu türden dış koşul bileşimleri, ülkemiz gibi kırılgan olarak bilinen bazı gelişen ekonomiler açısından çok ciddi açmazlar yaratabiliyor. Geleneksel olmayan politikalar konusunda son aşamaya geçildi
Hemen yukarıda özetle ifade etmeye çalıştığımız temel eğilimler ile bunların ortaya çıkmasında belirleyici olan faktörler, sürdürülebilir olmayan eğilimler ve geleneksel olmayan politikalar konusunda son aşamaya geçilmiş olabileceğini düşündürüyor. Gelişmiş ülke para otoritelerinin normalleşme olarak tanımladıkları parasal sıkılaşmaya sebep olan beklentiler, ticaret savaşları başlığı altında sinsice zemin kazanmaya başlayan korumacı eğilimler, yeni bir Dünya düzeni ihtiyacına yönelik jeopolitik gerginlikleri tırmandıran gelişmeler bu sonuçta etkili oluyor.