Mehmet UÄŸur Civelek’in bugünkü yazısı
Seçimlerin geride kalması ile birlikte siyasi belirsizlik kısmen azaldı. İktidar bloğu hem Cumhurbaşkanlığını ilk turda kazandı, hem de Meclis’teki çoğunluğunu korudu. Piyasalar bu durumu, beklentileri biraz olsun düzeltmek ve kayıpları kısmen de olsa geri alabilmek için kullanmaya çalıştı; küresel cephedeki olumsuzlaşma eğilimi, umulan sonucun ortaya çıkmasını şimdilik zorlaştırmaya devam etti, makroekonomik görünüme ilişkin algılarda önemli bir değişiklik yaşanmadı.
Siyasi İradenin öncelik ve tercihlerini desteklemeyen küresel koşullar nedeniyle, bu yılın ikinci çeyreğinde beklentiler seri bir şekilde olumsuzlaşmıştı. Döviz kurları ve faizlerdeki yükselişler, bu değişimin işareti niteliğinde idi. Türk Lirasının değer kayıplarına bağlı enflasyon baskıları azmış ve tüm algıları yıpratarak riskten kaçınma eğilimini güçlendirmişti. Cari açık ve bütçe açığından oluşan ikiz açık alarm vermeye başlamış, dış finansman ihtiyacını karşılamak zorlaşırken kaynak maliyetindeki artışlar sistemik risk endişelerini güçlendirmişti. Ekonomik büyüme ve işsizliğe ilişkin beklentiler de olumsuzlaşmıştı.