Mahfi EÄŸilmez’in bugünkü yazısı
Ekonominin en iyi bilinen hipotezlerinden birisi paranın dış değer ile dışticaret arasındaki ilişkiyi ortaya koyan hipotezdir. Ülke parası yabancı paralara karşı değer kaybederse ihracat ucuz hale geleceği için artar, ithalat ise pahalı hale geleceği için azalır. Doğru bir hipotezdir bu. Ama her hipotez altındaki varsayımlar ve çevrelendiği koşullarla ele alınıp değerlendirilmelidir. Aksi takdirde hipotezlikten çıkar, slogan haline dönüşür. Bu hipotezi gerçek yaşama uygularken yanıtlamamız gereken sorular vardır: İhraç mallarımızı sattığımız ülkelerin ekonomik durumu nasıldır? Acaba onlar bizim artan ihracatımızı alabilecek durumda mıdır? İhraç malları ve ithal malları açısından Marshall – Lerner koşulu mevcut mudur?[i] Bu soruların yanıtlarına bakmadan paranın dış değer kaybının ihracatı artırıp ithalatı düşüreceğini söylemek doğru olmaz.
Aşağıdaki tablo Türkiye’nin 2002 yılından 2017 yılına kadar olan ilgili yıllardaki ortalama sepet kurları (½ USD + ½ Euro), yıllık ihracat ve ithalat miktarlarını, ihracat ve ithalatta bir önceki yıla göre gerçekleşen artış oranlarını ve gösteriyor. Türkiye’nin ihracatı ve ithalatında en büyük ağırlık Dolar ve Euro ile olduğu için döviz kuru olarak sepet kurunu alıyorum.