Mahfi Eğilmez’in bugünkü yazısı
Döviz piyasasında spekülatif atak bir ülke parasının bu parayı ellerinde tutan yerli ve yabancı yatırımcılar tarafından hızla ve yüksek miktarlardaki satışını ifade eder. Burada satıştan kastettiğim şey yerel paranın yabancı paralarla değiştirilmesi eylemidir. Özellikle sabit kur rejiminde kurun düşük kalması sonucu yerel paranın yabancı paralar karşısında aşırı değerlenmesinde spekülatif atak sık görülen bir reaksiyondur.
TL’nin USD karşısındaki kurunun 1 TL = 1 USD olarak sabitlendiğini, ülkede ekonomik durumun parlak olmadığını, yatırımcıların kafasında borçların geri ödenip ödenemeyeceği konusunda kuşkular doğduğunu ve Merkez Bankası’ndaki döviz rezervlerinin yeterli olmadığının düşünüldüğünü varsayalım. Bu işten para kazanmak isteyenler yani gerçek spekülatif atak yapan yatırımcılar ise ülkenin bu sabit kuru daha fazla sürdüremeyeceğini, devalüasyon yaparak TL’nin değerini düşürmek zorunda kalacağını düşünerek TL borçlanır ve o borçla USD alırlar. Bir yabancı yatırımcının 100 USD getirip 1 TL = 1 USD sabit kuruyla ve yüzde 10 faizle 100 TL borçlandığını varsayalım. Diyelim ki ülke spekülatif ataklara dayanamayıp, devalüasyon yapmak zorunda kalmış ve TL’nin Dolar karşısındaki kurunu 1.30 TL = 1 USD olarak yeniden belirlemiş olsun. Bu durumda 100 TL borçlanıp 100 USD almış olan yatırımcının 100 Doları 130 TL edecek demektir. Bu yatırımcı faiziyle birlikte 110 TL olan borcunu ödediğinde elinde 20 TL kalacak demektir. Bunu Dolara çevirdiğinde ise (20 / 1,30 =) 15 Dolar edecek, böylece kendi cebinden hiç para koymadan 15 Dolar kazanmış olacaktır. Bu işlemde yatırımcının karşılaşabileceği en büyük risk, Merkez Bankası’nın devalüasyon yapmak yerine faizi yükseltme yoluna gitmesidir. Merkez Bankası’nın faizi artırdığını ve faizlerin yüzde 10’dan yüzde 15’e yükseldiğini düşünelim. Örneğimizdeki yatırımcı eğer değişken faizle 100 TL borç almışsa faiz borcu artacak, sabit faizle borç almışsa devalüasyondan beklediği kazancı elde edememiş, boş yere 10 TL faiz ödemiş olacaktır.
Dalgalı kur rejimi uygulayan bir ülkenin parasına karşı teorik olarak spekülatif atak olmaz. Çünkü her döviz talebinde kur değişir ve yeni bir denge düzeyine gelir. Bir başka ifadeyle sabit kur rejiminde arada bir yapılan devalüasyon, dalgalı kur rejiminde “değer kaybı” adı altında herhangi bir otoritenin onayına gerek kalmaksızın sürekli ve otomatik olarak olur. Buna karşılık ekonomik göstergelerin bozulduğu veya ülkenin aldığı borcu geri ödemesinde sıkıntı yaşayabileceği veya alınması gereken gerekli önlemlerin alınmadığı hallerde ya da savaş gibi olağan dışı durumlarda, dalgalı döviz kuru rejimi de olsa, yerli paradan kaçış ve dövize talep artışı söz konusu olabilir. Burada yabancı yatırımcının amacı sabit kur rejimindeki durumdan farklı olarak para kazanmak değil ülkeye veya ülke değerlerine yatırdığı parasını kurtarmaktır.