‘Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer’ Türk Atasözü.
Gelişmiş ekonomilerin merkez bankaları faizi düşürerek ekonomiyi canlandırmaya çalışırlarken bizim Merkez Bankası da, 2013 yılı boyunca faizi düşük tutarak gelişmiş ülke merkez bankaları gibi davranma yolunu seçti. 2014’de ise tam tersini yapıp faizi yükseltme yoluna giderek gelişme yolundaki ülkelerin merkez bankaları gibi davrandı. Merkez Bankası’nın hangi yaklaşımı doğruydu? Bu soruya doğru yanıt verebilmek için bizi, gelişmiş ülke ekonomilerinden ayıran koşulların neler olduğunu araştırmamız gerekiyor.
Türkiye’yi, faizi sıfıra yaklaştırmış olan gelişmiş ekonomilerden ayıran üç temel faktör var: (1) Türkiye’de enflasyon yüksek, gelişmiş ekonomilerde çok düşük. (2) Türkiye yüksek cari açık verdiği için dış finansmana ihtiyaç duyuyor ve dolayısıyla kur değişimlerinden gelişmiş ekonomilere göre çok daha sert etkileniyor. (3) Gelişmiş ekonomilerin çoğunun parası rezerv para (Dolar, Euro güçlü rezerv para, Pound, Yen gibi diğerleri zayıf da olsa rezerv para) oysa TL rezerv para değil. Dolayısıyla Türkiye borçlanmak veya borcunu ödemek için rezerv para satın almak ihtiyacında olan bir ülke. Bu üç faktör nedeniyle Türkiye’nin politika faizini düşük tutma şansı bulunmuyor. Dolayısıyla Merkez Bankası 2013 yılında bu yolda ilerleyerek hata yaptı. Bu hatanın faturası yılbaşında kurlarda yaşanan büyük sıçrama olarak karşımıza çıktı ve Merkez Bankası politika faizini yüzde 4,5’dan yüzde 10’ a yükselterek durumu ancak kontrol altına alabildi.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Mahfiegilmez.Com)