Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, uygulanan parasal politikaların toparlanmaya yardımcı olduğunu ancak daha alınacak yol olduğunu ve dolayısıyla parasal önlemlerin devam ettirilmesi gerektiğini söyleyince Euro değer kaybetmeye başladı. Oysa Draghi tümüyle gerçekleri dile getirmişti.
ECB ve Euro Bölgesi krizi
Öncelikle ECB’nin küresel kriz karşısında neler yaptığını bir hatırlatalım. 2008’de başlayan küresel krize Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) ilk tepkisi konvansiyonel para politikası araçlarıyla müdahale etmeye çalışmak biçiminde oldu. Zaman ilerledikçe ECB de Fed gibi konvansiyonel olmayan bir para politikasına döndü. ECB, 2010’da genişletilmiş kredi destek programı (enhanced credit support) uygulamaya geçti ve Fed ile bir swap hattı kurdu (Term Auction Facility – TAF.) Yeniden finansman mekanizması çerçevesinde bütün bankalara sabit faizle ve sınırsız olarak kredi imkanı sundu (Long term Refinancing Operation – LTRO.) 2009 yılı Mayıs ayında ilk tahvil alım programını başlattı (Covered Bonds Purchase Program – CBPP.) Bu hamlelerin ardından krizin etkilerinde yavaş yavaş bir yumuşama ortaya çıkmaya başladı. 2010 sonbaharında bu kez hem kamu kesimi hem de özel kesim kağıtlarını satın alıp piyasaya likidite vermeye yönelik Menkul Değerler Piyasa Programı (Securities Market Program – SMP) yürürlüğe sokuldu. Buna genel olarak varlık alım programı (Asset Purchase Programme) adı veriliyor. Söz konusu program zaman içinde çeşitli değişikliler geçirdiyse esas çerçevesi fazla bozulmadan devam etti. Yunanistan, Portekiz ve İrlanda için ek destek önlemleri devreye sokuldu. ECB, dönem boyunca faizleri düşük tutmayı sürdürdü.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Mahfiegilmez.Com)