Mahfi EÄŸilmez’in bugünkü yazısı
Aşağıdaki şema ikiz açığı olan (cari açık ve bütçe açığı), dış finansman ihtiyacı ve riskleri yüksek bir ekonomide yaşanabilecek kısır döngüleri ve çıkış yolunu gösteriyor.
(*)Yapısal reformlar özetle şunlardır: Yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden bağımsız hale getirilmesi, eğitimde bilimin egemen kılınması, teşviklerin doğru kullanılması, AR-GE düzenlemeleriyle üretimin yönlendirilmesi ve cari açığın düşürülmesi. TCMB ve bağımsız kurumların gerçek anlamda bağımsız hale getirilmesi. Vergide adaletin sağlanması için dolaylı vergilerdeki ağırlığın dolaysız vergilere kaydırılması, bütçenin kamu kesiminin bütün gelir ve giderlerini açık ve net olarak göstermesi ve tüm gelir ve gider kalemlerinin denetlenmesi (bütçe hakkının yaşama geçirilmesi).
Ben ekonomi mezunuyum, ekonomi hep kısır döngülerle anlatılırdı bize. Kısır döngü yoktur, kısır düşünce vardır. Çözümsüzlük asla çözüm olmamalıdır. Bu milletin potansiyelini dinamiÄŸe çevirmemiz gerekiyor. Oturdunuz üç tane ekonomist 2001 krizinden evvel IMF’nin dayattığı politikaları savunuyordunuz.. Efendim üç tane parametreyi kontrol edemeyiz, enflasyonla faizleri serbest bırakalım, döviz kurunu sabit tutalım, zamanla enflasyonu ve faizleri kontrol altına alırız. Ä°ÅŸte bir kısır düşünce örneÄŸi. Merkez bankası gün gün 2 yıllık döviz kurunu açıklamıştı. Merkez bankasının kefil olduÄŸu döviz kurundaki artış %20 görülüyordu, faizler %70 seviyesindeydi yaklaşık %50 reel faiz verdi bu fakir millet senelerce, finansal teröristlere. Hani serbest piyasa ekonomisi, neyi sabitliyorsun. Bu memlekette neyi sabitlemeye çalışmışsan o patlamıştır, istisnasız. Tıpkı faizin patladığı gibi, tıpkı enflasyonun patladığı gibi. Tabii bunun zamanını finansal teröristler, dünya finansal sistemine hükmeden hegomen güçler belirler. Kendi ekonomimize kendi özgün bakışımızı gerçekleÅŸtiremedik, kendi kavramlarımızı bile oluÅŸturamadık,. Ekonomi eÄŸitimimizi anlaşılmamak üzerine kurduk. Sanki birbirinden bağımsızmış gibi mikro ekonomiyi, makro ekonomiyi, kamu maliyesini, dış ticareti, finansal sistemi ayrı disiplinler halinde öğrendik. Bunları bir araya getirip bütüncü bir bakış açısı geliÅŸtiremedik. Hal böyle olunca tabii bizim yerimize IMF si Dünya bankası düşündü, kriz politikalarını dayattılar, tabii bu politikalara yerli ÅŸak ÅŸakçılarını her zaman buldular. 1990 dan 2001 yılına kadar her üç yılda bir kriz yaÅŸamadık biz, keriz yerine konulduk. Burda hepimizde suçluyuz.