1968 yılında öğrencilerin başlattığı üniversite işgalleri sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel: “Dünya bir garip dünya oldu. Bu dünyanın yeni ufuklara doğru ne kadar gittiğini, nereye varacağını, bunların nelere mal olacağını kestirmek güç” demişti. Bu söz o gün için de doğruydu bugün için de doğru.
Kapitalizmin temel kabullerinden birisi uluslararası serbest ticaretin uluslararası refahı artıracağı kabulüdür. Bu kabulün dayanağı David Ricardo’nun geliştirdiği karşılaştırmalı üstünlükler teorisidir. Teoriye göre iki ulusun birbiriyle ticaret yapması için her ikisinin de bir malın üretiminde mutlak üstünlüğe sahip olmasına gerek yoktur. Karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olunması ticaretin ortak refah yaratması için yeterlidir.
Kapitalizmin “uluslararası ticaretin geliştirilmesi uluslararası refahın artmasını sağlar” kabulünün yaşama geçirilmesini sağlayan Bretton Woods sistemi bu amaca hizmet etmesi için IMF ile Dünya Bankası’nın temellerini attı. Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) de bunlara katılmasıyla sistem, dış ticaretin serbestleştirilmesi, konvertibiliteye geçiş ve sonunda da sermaye hareketlerinin serbest bırakılmasıyla küreselleşmeye kadar vardı.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Mahfiegilmez.Com)