İslamist (İslamcı) kelimesini, ilk defa ABD’nin Japon asıllı siyaset bilimcisi Profesör Francis Fukuyama’ın İstanbul’da verdiği bir konferansta kendinden duymuştum.
İslamcılık, İslam’ı sadece bir din olarak kabul etmekle yetinmeyip, onu siyasetin ideolojisi haline getirmektir.
LAİKLİK VEYA LAİSİSTLİK
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar din eğitimi de almış Osmanlı Paşalarıdır. Onların hazırladığı 10 Nisan 1924 tarihli ilk anayasada “Devletin Dini İslâm’dır” yazar. Bu ifade 1928’de metinden çıkarılmıştır. Laikliğin Anayasa’ya girişi ise 1937’de olmuştur. Yani laiklik, damdan düşmemiştir. Ülkenin çağdaş uygarlık düzeyine erişmesinin İslamcılıkla mümkün olamayacağına kanaat getirildikçe laiklik öne çıkmıştır. Laik, Yunanca “laos”tan gelir. Laos, asker, din adamı, toprak ağası veya tüccar olmayan sıradan en sade vatandaş demektir. Bu tanıma tam tamına uyan Arapça kelime ise “ümmi”dir. Ümmi de, anasından doğduğu gibi olan, yani hiçbir imtiyazı olmayan halktan biri demektir. Laiki halen Yunancada halk anlamında kullanılmaktadır. Laik kelimesi bize Fransa’dan gelmiştir. Günümüzdeki anlamı “Kiliseyle, camiyle, havrayla kısaca dinle ilgisi olmayan” demektir. Laiklik, özet olarak “hayatta en hakiki mürşit ilimdir” önermesine inanmaktır. “Referansım İslâm’dır” manifestosunun tam tersidir.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Hürriyet Gazetesi)