Küresel Görünüm ve Bulaşma Riski

Cumartesi akşamı Erste Securities Türkiye genel Müdür Erkin Şahinöz’ün haftalık araştırma raporunu www.ekonomihaberyorum.com da başlığa attık (“Bulaşma Riski Artıyor”), çünkü hafta sonunda küresel piyasaların içinde bulunduğu en büyük ikilemi çok güzel resmediyordu.  Yunan Krizi, diğer ülkeler ve/veya bankacılık sistemine “bulaşarak” küresel toparlanmayı tehdit eder hale gelebilirdi.

Önce bulaşma nedir, onu anlatayım.  Finansal sistem ve dünya ekonomileri gittikçe birbirine entegre hale geliyor.  “Temel bulaşmada” eğer Çin yavaşlarsa, Çin’e mal satan Tayvan, Japonya gibi ülkelerin ekonomileri de fren yapar.  Finansal sistemde ise eğer Alman ve Fransız bankaları bol miktarda Yunan varlığı tutuyorsa, ve bu varlıkların değeri düşerse,  Yunan krizi Alman ve Fransız bankalarının sermaye gücünü ve piyasa değerini etkiler.  Eğer ABD’de varlık tutarı 3 trilyon doları bulan Money Market Funds (bizdeki likit fonların benzeri) de bol miktarda AB bankalarının dolar cinsinden finansman bonoları tutuyorsa, bu bankaların kredi notunun düşmesi Money Market Funds’ın net varlık değerini erozyona uğratır.

Bir de psikolojik bulaşma var.  Bu birbiri ile hiç bir ekonomik ya da  finansal bağı olmayan iki sistemin korku faktörü yüzünden olumsuz etkileşime girmesi. Eğer ABD’de VIX Endeksi yükseldiğinde, İMKB’de satış yaşanıyorsa, işte bu psikolojik bulaşmadır.  Türk bankaları Yunanistan, hatta AB bankacılık sistemine her hangi bir bilanço riski ile bağlı değil. Ama, AB bankalarının kredi notu düştüğünde, yatırımcılar Türk banka hisseleri satıyorsa, işte  size bir psikolojik bulaşma örneği daha.

Kürede halen gözle görülür bir yavaşlama yaşıyoruz.  Bu ABD ve Japonya 1Ç2011 milli gelir verilerinde, ve Çin ve AB’nin PMI gibi öncü ekonomik faaliyet göstergelerinden çok açıkça izleniyor.  AMA,  IMF’den Fed’e, JPMorgan gibi büyk yatırım bankalarının araştırma ekiplerine kadar herkes dünya ekonomisinin 3Ç ortaları gibi yeniden toparlanmasını bekliyor. Bu toparlanmanın lokomotifi Çin’in parasal sıkılaştırmayı sonlandırması, Japon depremin etkilerinin ortadan kalkması ve en önemlisi petrol fiyatlarındaki gevşeme olarak sıralanabilir.

Makalenin tamamını okumak için lütfen BURAYI ziyaret ediniz.

 

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir