Küresel Ekonomik Büyüme Görkemli Değil

Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek, AB Liderler Zirvesinde yangını kontrol altına alma anlamında birtakım adımlar atıldığını, ancak bu adımlara iliÅŸkin belirsizliklerin devam ettiÄŸini belirterek, ”Yüzde 100 sorun çözüldü’ demek için erken. Öyle görünüyor ki Ä°ngiltere dışında diÄŸer üyeler hemfikir. O açıdan olumlu bir geliÅŸme” dedi.

ÅžimÅŸek, Ä°stanbul Ä°ktisatçılar DerneÄŸi, Türkiye Katılım Bankaları BirliÄŸi ve Sabahattin Zaim Ãœniversitesi iÅŸbirliÄŸiyle düzenlenen faizsiz bankacılık ve günümüz uygulamaları konulu ”Sabahattin Zaim Ä°slam ve Ekonomi Sempozyumu”nda bir konuÅŸma yaptı.

Bakan ÅžimÅŸek, dünya ekonomisinin kriz sonrası dönemde olaÄŸanüstü para ve maliye politikası tedbirleriyle bir toparlanma sürecine girdiÄŸini, ancak 2011’in ikinci çeyreÄŸinden itibaren 2010 yılında kazanılan ivmenin maalesef kaybedildiÄŸini söyledi.

Özellikle Euro Bölgesinde derinleşen kamu borç krizinin etkisiyle küresel ekonomide tekrar belirsizliklerin arttığı bir döneme girildiğinin altını çizen Şimşek, şöyle devam etti:

”Son yapılan zirvede önemli adımlar atıldı. Özellikle bu türden bir krizin Avro Bölgesinde bir daha yaÅŸanmamasına yönelik önemli birtakım kararlar verildi. Bu kararlara iliÅŸkin belirsizlikler devam ediyor. Bundan sonra hemen hemen Avro Bölgesindeki veya AB üyesi ülkelerin, en azından Ä°ngiltere’nin itirazı var ama, üye ülkelerin kendi anayasalarına çok güçlü birtakım mali kuralları derc edeceÄŸine iliÅŸkin genel bir konsensüs, bir fikir var. Bu, önemli bir adım. Bir daha bu anlamda bu türden bir krizin yaÅŸanmaması için kurumsal altyapının yeniden düzenlenmesi önemli. Buna ek olarak, yangını kontrol altına almaya yönelik fonları artırma konusunda bir adım var. Muhtemelen IMF üzerinden yeni bir kaynak kullanımı, kalıcı ve daimi bir kurtarma fonunun daha erken ÅŸekilde devreye sokulması gibi hususlar önemli.”

”Asli sorun rekabet gücü…”

Euro Bölgesindeki sorunun sadece mali bir sorun olmadığını, aslında sorunun bir boyutuyla rekabet gücüne iliÅŸkin bir sorun olduÄŸunu belirten ÅžimÅŸek, Avrupa’nın kuzeyinin daha rekabetçi, güneyinin ise rekabet anlamında sıkıntılar yaÅŸayan bir bölge olduÄŸunu söyledi.

Maliye Bakanı ÅžimÅŸek, ”Asli sorun budur. Bu nasıl çözülecek, ayrı bir konu. Ama özü itibariyle bu, yeni reformlar gerektirecek. En azından yangını kontrol altına alma anlamında birtakım adımlar atıldı. Fakat bu adımlara iliÅŸkin belirsizlikler devam ediyor. ‘Yüzde 100 sorun çözüldü’ demek için erken. Öyle görünüyor ki Ä°ngiltere dışında diÄŸer üyeler hemfikir. O açıdan olumlu bir geliÅŸme” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

2012 yılına bakıldığında Euro Bölgesindeki sıkıntıların kontrol altına alınacağı varsayılsa dahi küresel anlamda yüzde 4’lük büyümenin öngörüldüğünü anımsatan ÅžimÅŸek, bu büyümenin dörtte üçünün Çin ve Hindistan gibi geliÅŸmekte olan ülkelerin katkısıyla elde edileceÄŸini kaydetti.

”Çin ve Hindistan çıkarılsa büyüme görkemli deÄŸil”

Bu nedenle dünyada yüzde 4’lük büyüme makul gibi görünse de ancak Çin ve Hindistan çıkarıldığında aslında büyümenin o kadar görkemli olmadığının ortaya çıktığına dikkati çeken ÅžimÅŸek, geliÅŸmiÅŸ ülkelerde büyümenin Avro Bölgesi krizi derinleÅŸmeden önce 2011 için yüzde 1,6, gelecek sene için yüzde 1,9 seviyesinde öngörüldüğünü, ancak son dönemde artan belirsizliÄŸin riskleri aÅŸağı doÄŸru artırdığını ifade etti.

Risklerin bertaraf edilmesi halinde, dünya ekonomisinin en azından yeniden ciddi bir aşağı yönlü trende girmeden belki 2012 yılını atlatabileceğini belirten Şimşek, ancak her ne kadar birtakım adımlar atılsa da risklerin devam ettiğini söyledi.

Borç krizine işaret eden Şimşek, bunun önümüzdeki 10 yılı Avrupa açısından kayıp yıllar haline getirebileceğinin altını çizdi.

Borç kriziyle birlikte, eÄŸer bankaları kurtarmaya, fonlamaya yönelik çok ciddi kalıcı adımlar atılmazsa bankaların bırakın reel ekonomiyi desteklemeyi, reel ekonomi açısından önemli bir risk oluÅŸturabileceÄŸi konusunun da gündemde olduÄŸuna dikkati çeken ÅžimÅŸek, ”Kurtarma paketi, kurtarma fonu var. Sadece devletlere destek olarak kullanılmayacak. Muhtemelen bankaların sermaye yapılarının güçlendirilmesi için de kullanılacak. Bu, o açıdan da önemli bir adım olur” diye konuÅŸtu.

BloombergHT

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir