Kur yükselişinin nedenleri ve politika imkanları

Döviz kuru bir kere kafaları meşgul etmeye başlayınca merak sürüp  gidiyor. Şu sıralarda gündemin baş köşesindeki soru kümesi yine döviz kuru ile ilgili. Bana soru olarak yöneltilen iki nokta var. Döviz kurundaki yükselişin devam edip etmeyeceği bunlardan birisi. Döviz kurundaki yükselişi durduracak  ya da kontrol altına alacak politikalar olup olmadığı sorusu da ikincisi.

Döviz kurundaki hareket temelde döviz piyasasındaki arz ve talep büyüklüklerindeki değişmelerden kaynaklanır. Döviz arz ve talebi de içeride ve/veya dışarıda oluşacak bazı gelişmelerden etkilenerek değişir. Örneğin, içeride ya da dışarıda oluşabilecek ve beklentileri etkileyecek gelişmeler döviz arz ve talebini dolayısıyla döviz kurunu değiştirir. Bu tür gelişmeler çoğu zaman spekülatif motifler de taşır. Döviz arz ve talebi üzerinde etkili olarak döviz kurunu hareket ettirebilecek ikinci bir gelişme de yine ulusal veya  küresel ölçekte oluşabilecek makroekonomik dengesizlikler  veya denge bozulmalarıdır.

Bu fazlasıyla basitleştirilmiş bir çerçeve kuşkusuz. Ama bütünüyle yanlış da sayılmaz.  İçinde bulunduğumuz durumu açıklamakta da epeyce yardımcı oluyor diye düşünüyorum.

*                   *                   *

Sıkça sorulduğunu söylediğim soruların cevabını da bu tür bir analitik sorgulamayla arayabiliriz.

Önce kendi kanaatımı söyleyeyim. Son sıralarda lirada gözlenen hızlı değer kaybının çok büyük ölçüde dışarıda, uluslararası planda gelişen ve risk algısı ile beklentilerde ciddi   bozulmalar yaratan olaylardan kaynaklandığı kanısındayım. Dışarıda oluşan bu iklim içeriden döviz kaçmasına neden olarak döviz arzını daraltıyor. Liranın değer kaybının süreceği beklentisini uyararak dövize dönük spekülatif bir talep artışı yaratıyor. Dışarıdan uyarılan bu arz-talep dinamiğinin döviz kurunu hızla yukarıya ittiğini düşünüyorum.

Makroekonomik dengesizliklerin bütünüyle etkisiz kaldığını söylemiyorum. Ama ilk ve en önemli etkininin dengesizlikler olduğu kanısında değilim. Uluslararası planda ve  Türkiye ekonomisinde makroekonomik dengelerin bozuk olduğunu biliyoruz. Bizde büyük cari açık şeklinde somutlaşan bu dengesizliğin döviz talebini beslediği ve döviz kuru üzerinde yukarı yönlü bir baskı yarattığı da malum. Döviz kuru üzerindeki bu baskının fiilen  bir kur yükselmesine ve liranın değer kaybına dönüşmesinin dışarıdan gelen sermaye girişi, yani döviz arzı artışı  tarafından engellendiği de bildiklerimiz arasında yer alıyor. Bu durumda makroekonomik dengesizliklerin döviz kurundaki son yükseliş üzerinde doğrudan değilse de dolaylı etkiler yarattığını söyleyebiliriz. Dengesizliklerin mevcudiyeti risk algısı  ve beklenti iklimindeki bozulmayı besleyerek  kurdaki yükselmenin daha da vurgulu hale gelmesine neden olacağı gayet açık.

Bizde de aynen böyle oldu sanırım. Dış kaynaklı beklenti bozulmasının kur üzerinde yarattığı baskının  cari açık nedeniyle abartılı hale dönüştüğünü ve bu etkileşimin döviz kurunu olabileceğinden daha hızlı yükselme yörüngesine oturttuğunu  düşünüyorum.

*                   *                   *

Şimdi gelelim sık sorulan sorulara. Döviz kurundaki yükselme ve liranın değer kaybı devam eder mi? Başta Avrupa ve ABD olmak üzere gelişmiş dünyadaki çaresizlik görüntüleri aşılıp, gerekli siyasi irade ortaya konulamadığı sürece belirsizliklerin artarak devam edeceği, beklentilerin bozulacağı ve  döviz kurları üzerindeki baskıların devam edeceği söylenebilir.

Bu süreci  durduracak ya da kontrol altına alacak ulusal politikalar var mı? Lira üzerindeki baskı büyük ölçüde bizim dışımızdaki bozulmalardan kaynaklandığına göre ulusal politikalar uygulayarak bu süreci bütünüyle tersine çevirmemiz pek mümkün olmaz diye düşünüyorum.

Ama sürecin kontrol altına alınması mümkündür. İki imkanımızın olduğu görülüyor. Birisi, risk algısını ve beklentileri doğru yönetmektir. Öteki de döviz arz ve talebindeki abartılı oynamaları dengeleyecek, spekülasyonu cezalandıracak miktar müdaheleleri yapmaktır

Beklenti yönetiminde hala pek becerikli olduğumuz söylenemez. TCMB Başkanının bir döviz kuru hedefi olduğunu çağrıştıran beyanları bunun son örneğidir. Müdahale tarafında ise doğru işlerin yapıldığını düşünüyorum. Cesaretle ve büyük montanlarla yapılan müdahelenin dışarıdan gelen olumsuz beklenti etkilerini dengelediği, spekülatif iştahı kontrol altına aldığı  ve liradaki değer kaybını durdurduğu gözleniyor. Bu fena bir skor değil doğrusu.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir