Kredi Kartı Operasyonu

BDDK yayımladığı üç taslak tebliğ ile kredi kartında, bilhassa limit konusunda adım atmaya niyetleniyor. Dikkatinizi çekerim, sadece niyetleniyor. Ne zaman? Tüketicinin bankalara olan borcu 245 milyar TL’yi aşınca…

Peki bunun içinde kredi kartının durumu ne? Yaklaşık 65 milyar TL. 3 Ağustos’u baz aldığınızda geçen yılın sonuna oranla yüzde 27,7’lik bir artış ortaya çıkıyor.  Yani artış hızı tüketicilerin bankalara olan toplam borcunun yüzdesel olarak iki katını aşıyor.

Ne yapacak bu taslak tebliğler hayata geçerse bankalar? Herkesten gelirini belgelemesini isteyecek. Belgelemeyen ya da geliri zaten 1000 TL’nin altında olana sadece ve sadece 1000 TL limit tanıyacak.

Ne ilginçtir ki tüm bunlar tatlı paranın kesildiği, 2 Ağustos itibariyle toplam kredi hacmindeki yükselişin gerilemeye girdiği bir süreçte ortaya çıkıyor. Peki bunun bankacılık sektörünün kârına etkisi ne olacak?

Bankacıların yaptığı hesaplamaya göre 2013 kârının sadece yüzde 1,5’u kayıp. Bunu da farklı noktalardan çıkaracaklarına emin olabilirsiniz. Ama prensip olarak desteklesem de, böylesi bir uygulamanın konuşulması gereken başka yanları var.

Kredi kartlarında bu denli farklı yapılanmalarla desteklenmeyen sert bir fren, borçla dönen tüketicinin iflasına kadar gidecek ve ekonomik buhranın şiddetini arttıracak bir sürecin önünü açar. Ayrıca böylesi bir tebliğ hayata geçecekse, zaten kanunlar gereği, insanlara gelirinin üzerinde kredi vermemesi gereken bankaların durumu ne olacak?

Ayrıca anlayamadığım bir detay daha var. Gelirini belgeleyemeyene hangi kritere uygun olarak 1000 TL’lik kredilendirme sağlanacak? Yani neresinden bakarsanız bakın, samimiyetsiz, işi vatandaşın sırtına yıkan, ortaya çıkan zararın başka yollarla telafisine olanak sağlayan, kredilerde frene basılan dönem geldiğinde de, ‘Biz uyarmıştık’ denilip, işin içinden çıkmayı sağlayacak bir hamleden bahsediyoruz.

Oysa vatandaşın bu denli borca batması, bu iktidarın ekonomi politikasının bir sonucudur. İnsanlar tüketim ekonomisine yönlendirilip, harcama yapması teşvik edilirken, bankalara da dikensiz gül bahçesi sunuldu.

Şimdi işler terse dönünce masumları oynuyorlar. Patlarsa bankacılıktan bilecekler, patlamazsa borç sizin olacak. 10 yıllık sahte rüyanın yazarı belki yurtdışında ama, onun finanse ettiği siyasi uygulayıcısı tam karşınızda ve bir manevrayla bu kaosta suçu üzerinden atmaya ve sıyrılmaya uğraşıyor.

Lafı eveleyip gevelemeden düz söyleyeceğim. Ey Vatandaş! Bu iktidar yine seni kandırmaya çalışıyor. Borç senin olabilir, ama Nasrettin Hoca’nın dediği gibi ‘Hırsızın hiç mi suçu yok’. Kanmayın, kesin cezalarını…

Size, bize, yani hepimize gelince: harç bitti yapı paydos. 10 yıllık ‘başarı’ palavrasıyla gördüğümüz rüyanın faturasını ödemeye hazır olun. Kaçış yok.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir