Birbirinden bağımsız imiş gibi görünen farklı eğilim ve gelişmeleri yan yana koyduğumuzda, küresel ölçekte kırılganlığın arttığı görülüyor. Finansal piyasaların büyük oyuncuları ise yapay fiyat oluşturmak dahil her yolu deneyerek, algılamaları farklılaştırmaya ve riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesini önlemeye çalışıyor; kısa vadede başarılı olunsa bile orta vadede ağırlaşan sorun ve büyüyen dengesizliklerin hareket yeteneklerini daraltması engellenemiyor. Merkez bankalarının riskten kaçınma eğiliminin yeniden güçlenmemesi ve fiyat oynaklığının artmaması için benimsediği söylem ve eylemler de eskisi kadar etkili olamıyor. Sistemin talep daralmasına tahammülü yok, fakat bu tehlikenin gerçekleşme ihtimali artmaya devam ediyor.
Küresel düzeyde ön plana çıkan iki farklı eÄŸilim durgunlaÅŸma yönündeki eÄŸilimleri beklentilerin ötesine taşıyacak gibi görünüyor. Ä°lk etken Avrupa Merkez Bankası’nın faizleri indirmesi sonrasında piyasalarda yaÅŸananlar ile ilgili, umulan oluyor, hem euro hem de sorunlu üyelerin devlet tahvilleri deÄŸer kaybetmeye devam ediyor. Riskten kaçınma eÄŸiliminin yönü deÄŸiÅŸtirilemiyor, olumsuzluk yaÅŸayanlar ile diÄŸerlerindeki ters yönde ilerlemeyi sürdürüyor. Bu tablo sermaye hareketleri ve küresel ticaret hacmi konusunda olumlu düşünmeye izin vermiyor. Ä°kinci faktör ise emtia fiyatları ile ilgili kuraklık nedeniyle hasat ve stok beklentileri iyice olumsuzlaÅŸan tahılların fiyatları yükseliyor, diÄŸer emtiaları da aynı yönde hareket edecek ÅŸekilde etkiliyor. Bu durum küresel talep ve enflasyon baskısı konusundaki beklentileri olumsuzlaÅŸtırarak ekonomik daralmayı ivmelendirecek gibi görünüyor. Åžimdi sormak gerekiyor, geliÅŸmiÅŸlerden sonra durgunlaÅŸma eÄŸilimine giren geliÅŸmekte olanlar bu iki faktörden nasıl etkilenir? Sermaye hareketleri ve küresel ticaret hacmi artar mı yoksa azalır mı? Gelir dağılımı ve rekabet koÅŸullarının daha da bozulması önlenebilir mi? GeliÅŸmekte olan ekonomilerin riskini alma isteÄŸi nasıl bir eÄŸilim sergiler? Ve son olarak merkez bankalarının faiz düşürmesi kısa vadede finansal kırılganlığın artmasını engellese bile ekonomideki olumsuz eÄŸilimler üzerinde etkili olabilir mi? Ne ekonomik daralmaya ne de enflasyon baskısında artışa tahammülü olmayan finansal sistemin kırılganlığı artmayacak, giderek daha fazla yatırımcı “kral çıplak” safına geçmeyecek mi? Aşırı risk alınan geliÅŸmekte olan ekonomilerden sermaye çıkışı baÅŸlar ve bu durum kontrol altına alınmaz ise küresel ölçekte neler yaÅŸanır?
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.