BaÅŸta altın ve diÄŸer kıymetli metaller ile gerek emtia, gerekse sermaye piyasalarındaki eÄŸilimlerin aksi yönde hareket ettiÄŸi bir haftayı geride bıraktık. Genelde fiyat oynaklığı kısmen geriler ve iÅŸlem hacimleri düşük düzeyde kalır iken altın çok farklı bir görüntü sergiledi. Federal Reserve BaÅŸkanı’nın yapacağı konuÅŸma ve vereceÄŸi mesajlara iliÅŸkin beklentiler bu sonuçta etkili oldu. Belirsizlik ve kırılganlık azalmadı, fakat paniÄŸe dönüşme sinyalleri veren gerginlik kısmen düştü; durgunluk lehine olan beklentiler güçlenirken çözüm umutları sararıp solmaya devam etti. Riskten kaçınma eÄŸilimini terse çevirebilecek herhangi bir geliÅŸme yaÅŸanmadı. Küresel düzeyde yaÅŸananlar iç piyasalarda etkili oldu; bayram tatili öncesi artan nakit ihtiyacı Türk Lirası’ndaki kayıpların kısmen ve geçici olarak geri alınmasına yardım etti.
Geçen hafta içinde yaÅŸananlardan çıkarılacak önemli dersler var. Ä°lk olarak altında yaÅŸanan yukarı hareket spekülatif bir balon deÄŸilmiÅŸ, sistemik risk algılamasındaki yükseliÅŸin bir sonucu olarak oluÅŸmuÅŸ ve en güvenli liman olarak hafızalarda yer etmeye baÅŸlamış. EÄŸer durum böyle olmasa idi, son bir ayda kontrat teminatlarında yaÅŸanan yükseliÅŸten sonra 1700 dolar düzeyine gerileyen bir ons altının fiyatı haftayı 1800 seviyesinin üzerinde kapatamazdı. Piyasaların merkez bankalarından beklediÄŸi parasal geniÅŸleme veya buna iliÅŸkin vaatlerin gelmemiÅŸ olmasına raÄŸmen geriletildiÄŸi yerde ortaya çıkan talep dikkatli olmayı gerektiriyor. Sermaye pyisalarında her yukarı hareket satış fırsatı, altın gibi saÄŸlam limanlarda ise her aÅŸağı hareket alış fırsatı olarak deÄŸerlendiriliyor ise belirsizlik ve kırılganlık konusunda olumlu düşünmek pek olası deÄŸildir. Bugün itibarı ile geliÅŸmiÅŸ ekonomi hisse senedi endekslerinin son on yıl içinde dalgalanarak yerinde saydığını, altının ise dolar bazında yüzde 650’yi aÅŸan bir performans sergilediÄŸini dikkate alır isek durumun ciddiyetini daha iyi anlayabiliriz…
Çıkarılacak bir diÄŸer ders ise piyasalarla ilgili, merkez bankalarının verdiÄŸi aÄŸrı kesiciler artık yetmiyor, siyasi iradeler ise pek bir ÅŸey yapamıyor. Bu tablo piyasalardaki yapıyı etkiliyor ve riskten korunma eÄŸilimi dalga dalga etki alanını geniÅŸletir iken, beklentileri yönlendirerek günü kurtarmak zorlaşıyor. Piyasaların yozlaÅŸarak, çözümü engelleyen ve sorunları ağırlaÅŸtıran bir kimlik kazandığı kanaati güçleniyor; söz konusu kesimden gelen tehdit ve ÅŸantaja boyun eÄŸmenin veya eÄŸmemenin maliyeti hareket yeteneÄŸini sınırlayan temel unsur haline geliyor. Durum böyle olunca riskten kaçınma eÄŸiliminin büyümesi veya likide edilemeyecek kadar büyük risk taşıyanların zenginlerden daha çok vergi alın tarzı yaklaşımlarını sürpriz saymamak gerekiyor, sayısı giderek artan bir kesim oyundan çıkarken diÄŸerleri bu tablonun terse çevrilmesi için çaresizce bir ÅŸeyler yapmaya çalışıyor. Çok geç gelen yetersiz tepkiler ile sorunların çözülemeyceÄŸi kırılganlıktaki artışın durdurulamayacağı gibi gerçekler ihmal ediliyor. ÇeliÅŸkiler büyüyor. Sıkıntıların küreselleÅŸmeden kaynaklandığı da, bundan vazgeçmeyi telaffuz etmenin çöküş anlamına geleceÄŸi de biliniyor!.. Rekabet koÅŸulları bozulup faaliyet gelirleri eriyor olmasa idi bu kadar parasal geniÅŸleme olmayacak, ne emtia fiyatları, ne de menkul-gayrimenkul ÅŸeklindeki varlık deÄŸerleri yükselmeeycekti; yeni dolar milyarderleri çıkmayacak, fakat yaÅŸam koÅŸullarındaki giderek artan sıkıntı nedeniyle orta gelir grubu yoksulluk sınırının altına sürüklenmeyecek iç talep endiÅŸesi olmaaycak ve kredilere iliÅŸkin endiÅŸeler bugünkü boyuta ulaÅŸmayacaktı…
Küresel kredi krizi sırasında her ÅŸeyin fiyatı geriledi, bilançolar yıprandı; o günden bugüne yaÅŸanan parasal geniÅŸlemeye ve gerek emtia, gerekse sermaye piyasalarında yarattığı sonuca bakar isek içinde bulunduÄŸumuz koÅŸulları daha iyi anlayabiliriz. GeliÅŸmiÅŸ ülke hisse senetlerindeki yükseliÅŸ genelde yüzde 20’nin altında kalır iken, petrolün varil fiyatı üç katını aÅŸmış, altındaki hareket ise yüzde 250’nin üzerine çıkmış. Parasal net olarak sorunları ağırlaÅŸtıran ve çözümü zorlaÅŸtıran bir iÅŸlev görmüş. Bu verilere raÄŸmen piyasaların parasal geniÅŸleme ısrarını anlamak kolay olmuyor. Galiba biraz daha zaman kazanmak ve kendilerini kurtarmak adına her ÅŸeyi kaybetmeyi göze alacak hale gelmiÅŸler. Bu yaklaşımın sebebi akıl olamaz olsa olsa korku olur.
Gelişmeler dünya ekonomisinin üç yıl öncesine göre çok daha kırılgan olduğuna işaret ediyor. Siyasi iradeler, merkez bankaları ve piyasalar ise hem kendilerine, hem de birbirlerine olan güvenini fiilen kaybetmiş gibi bir görüntü sergiliyor. Finansal akımlar ve medyanın ise geniş kesimler ve onların tasarrufları üzerindeki etkisi önemli ölçüde azalmış. Sanki durum böyle değilmiş gibi davranmak ise sorunların ağırlaşmasına ve güvensizliğin büyümesine hizmet etmekten başka bir işe yaramıyor. Küresel düzeydeki belirsizlik ve kırılganlıktaki artış farklı oranlarda olsa da tüm ekonomileri etkiliyor, etkilemeye devam edecek.
Tüm okuyucularımızın Ramazan Bayramı’nı kutluyor, gerçeklerle yüzleÅŸmekten kaçınılmamasını ve tedbirli olunmasını temenni ediyoruz.