Ülkede oynanan ekonomi tiyatrosunun yeni perdesine, yine bankaları koydular. Muhtemeldir ki kontrolsüz para arzına hazırlanan kamu, şimdiden Türkiye’deki bankacılığın güçlü olduğu algısını yerleştirmeye çalışıyor.
Bankacılık verilerine bakarsanız sorunlu kredi oranlarındaki artış devam ediyor. Bizzat 64. Hükümet döneminde, şimdi de benzer bir görevde olan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, banka göstergelerindeki tatsızlıktan dem vurdu.
Mevcut koşullar içinde bankalarda kredi verme kabiliyetinin bittiğini açıkladı. Tasarruf oranının arttırılmasına atıfta bulundu ki doğruydu. Fakat tasarrufu BES gibi bir sistemle yükseltmeye çalıştılar. Öyle bir sistem ki bugüne kadar girenlerin yarısı, sistemi terk etmiş.
Durum böyle olunca devlet eliyle zorla para toplamak adına, maaşlardan zorunlu kesintiyi gündeme taşıdılar. O kadar güçlü bir ekonomimiz var ki, vatandaşa zorla tasarruf yaptırıyor, bunu da özel şirketlerden oluşan sigortacılık adına kamu gücüyle hayata geçiriyoruz. Sonuç mu? Gitti asgari ücretteki artışın 100 TL’si…
Vatandaşın borcu 13 yıl içinde 6,6 milyar TL’den 384 milyar TL’ye ulaşmış, ülkede 24 milyon icra dosyası var, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali özkaynak kârlılığının mevduat faizinin altında olduğuna dikkat çekiyor; ama bankacılıkta her şey yolunda.
Şube ve personel bazında erime hızla devam ederken, iktidar zoruyla kamu ihtisas bankaları çılgınlıkları finanse ediyor, çiftçi, esnaf uzaktan yutkunuyor; haciz kıskacında boğuluyor. Ülkede iki yılda iflas erteleme başvurusu yapan firma sayısı bin rakamına ulaşıyor, kimse ne tahsilât ne de ödeme yapabiliyor; ama bunlardan alacaklı olan bankacılık sektörü sağlıklı öyle mi?
Dış ticaret yerlerde sürünüyor; iç piyasa kan ağlıyor ve bunlardan alacaklı olan, Türkiye’nin kısa vadeli borç ödemesinde de başı çeken bankacılık sektöründe her şey yolunda öyle mi? Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu’na bakarsanız aynen öyle.
Her ne kadar sözleri İş Bankası Genel Müdürü ve BDDK açıklamalarına ters düşse de, Merkez Bankası’na göre küresel piyasalarda sıkıntı büyüyor; ama Türkiye ekonomisi de bankacılığı da gayet sağlıklı. Adama ‘parayı kimden aldınız’ diye sorarlar.
Ama umut fakirin ekmeği ya, rapora küresel risk alma iştahında olumlu sinyaller alındığı vurgusunu yerleştirerek yakayı ele veriyorlar. Çünkü böyle bir risk alma iştahı yok; ama bundan medet umanlar anlaşılıyor ki, halen bu ülkeye sıcak para gelmesini bekliyorlar.
Üstelik birileri sağa sola ‘Ey’ diye seslenip, bir gecede herhangi bir şirketi ya da bankayı batık ilan edip, kayyum atarken. İşin özü şu: Birileri çok fena yalan söylüyor.
Ama ben, ekonomide biçare olup, hatalar yapanların icat edip uydurduğu, karşılığına kötümserliği koyup, gerçekçiliği yok saydığı, çağımızın palavrası ekonomide iyimserlik rüzgârını (!) bozmamak için tersten sorayım:  Sizce kim doğru söylüyor?
ne yaptınız cetin bey, borsayı düşüreceksiniz, dolar çıkacak…. bunlar olacak fakat zamanı geldiÄŸinde bir sebeb veya sorumlu bir olay vuku bulduÄŸunda ÅŸimdi deÄŸil…. sizde çok kötüsünüz canım, ne yapsın hükümet veya ilgili bakanlar? itirafmı etsinler, yanlışlıklarla dolu ekonomi yönetimini silbaÅŸtanmı yapsınlar? lütfen zamansız çıkış yapmayın, üzmeyin zati-alilerini…..
Merhaba Cetin bey ,
Bence Mahfi Egilmez beyin dunku yazisi dogrulari soyluyor ….
Tabiki ki sizin yazdiklarinizi teyid etmek anlamda ….
Syglr .