Kazım ÇiloÄŸlu’nun bugünkü yazısı
Eskilerde kahve pişirilirken başında durulur asla gözler cezveden başka yere çevrilmezdi ki tam kıvamında, köpüklü olsun ama köpürüp de taşmasın diye…
Kahveyi ya da sütü mangal ya da pompalı gaz ocağı üzerinde pişirirken taşırmak büyük bir ayıp sayılır, hatta o kişi bunu tekrarlıyorsa beceriksizlikle ve eli işe yatkın olmamakla suçlanırdı!
Bir de bu köpüren içecek ve yiyeceklerin çocuklar tarafında çok sevilmesi nedeni ile genelde hep bu köpükler çocuklara höpürdetilirdi…
Şimdilerde ise höpürdetme adetlerimizden çıktı ve unutuldu
Nedeni ilerleyen teknoloji
Hemen hepsi otomatik makinelerle yapılıyor
Örneğin;
Çamaşır yıkarken makine deterjanı, keza kahveyi de makineler ne köpürtüyor ne de taşırıyor
Zaten günümüzde ulu orta hüüp diye sesli höpürdetmek çok ayıp sayılıyor
Anında etrafta bulunan herkes dönüp size sert bakışlar atıp, kınıyorlar
Ama iş ekonomik köpükleri höpürdetmeye gelince, kimsenin ruhu bile duymuyor, umurunda da olmuyor.!
Yani hem höpürdetiyorsunuz, ağzınız tatlanıyor, hem de cüzdanınızı şişiriyorsunuz…
Kahvenin, sütün, sabunun köpüğü olur da, dövizin ekonominin köpüğü olmaz mı?
MeÄŸer olurmuÅŸ
Onu da yeni öğrendik hamdolsun!
Peki, bu doların şimdiki fiyatlanması köpük ise doların altındaki ateşi kim bu kadar açıyor?
Hadi diyelim ateşi unuttunuz ama bu döviz cezvesini kim tutuyor ki köpürmeden ateşin üstünden çeki versin ya da bardağa boşaltırken gazozun köpüğü taşmasın diye bir pay bıraksın?
Bu kadar köpürme ve taşma devam edip geliyorsa, bunda bir Çapanoğlu olması gerekmez mi?
Ya ateş harlı
Ya piÅŸiren dikkatsi ya da beceriksiz
Ya da bunu birileri inadına yapıyor!
Sözün özü;
Bir şeyin üzerinde ki köpüğün oluşmasından daha önemlisi, o köpüğün kimin tarafından höpürdettiğidir!
Onu buldunuz mu?
Köpürmeyi ve sonrasında ki ziyan sebil taşmayı da, anında önlersiniz…