Türkiye’nin kaderini, ticaretini doğuya doğru çeşitlendirmek değiştirebilir. Ama ticareti öyle çeşitlendirmek kolay değil.
Bir şehirden diğerine mal nasıl gider? Şimdi diyeceksiniz ki koyarsın kamyona gider. Söz konusu olan iki şehir, iki farklı ülkedeyse kazın ayağı tam olarak öyle değil. Ülkeden ülkeye mal ve kamyon geçişi olacak. Mal gümrükte uzun uzun beklemeyecek. Kamyoncu öteki memleketi tanıyacak. Ülkenin yolları güvenli olacak. Sayın sayabildiğiniz kadar. O nedenle, mal taşımacılığını daha önce yapılmış, alışılmış olduğu biçimiyle yapmak en iyisi gibi duruyor. Öyle olunca da Mısır’ın başkenti Kahire’den Tunus’un başkenti Tunus’a herhangi bir malı taşımanın en iyi yolu, işi İtalya üzerinden yapmak gibi duruyor. Geçen hafta, İskenderiye’de bana öyle dediler. Kuzey Afrika ülkeleri arasındaki ticaret son derece sığ olduğu için “Neden böyle? Sipariş gelirse malı nasıl gönderiyorsunuz?” diye sormuştum.
Aynı durum bakın İstanbul ve Lahor için de geçerli. Diyelim ki Pakistan’ın doğusunda, Pencap eyaletinin başkenti Lahor’dan siparişiniz var. İstanbul’dan Lahor’a mal göndereceksiniz. Peki, bunu nasıl yapacaksınız? Ben size söyleyeyim. Daha önceden denenmiş en rahat yolu şöyle: Malınızı önce bir kutuya (konteynir) yerleştireceksiniz. Daha sonra malınızı Avrupa’daki büyük limanlardan birine denizyoluyla göndereceksiniz, Hamburg ya da Rotterdam’a. Buradan Karaçi’ye doğru yola çıkacak bir büyük kutu taşıma gemisinde malınıza yer bulacaksınız. Malınızı Türkiye’nin doğusuna göndermek için öncelikle Türkiye’nin batısındaki bir büyük limana göndereceksiniz. İşte bu durum bana son derece garip geliyor. Tarihi ama garip.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.