Sorular yaÄŸmaya devam ediyor. Genel olarak kafalar karışık. Her gün çok sayıda telefon almaya baÅŸladım. Genel olarak bilinen sorular soruluyor. “Dolar daha gider mi? Neler oluyor? Paramı ne yapayım? Dolar nereye gider? Kaça kadar yükselir? Dolar alayım mı? Elimdeki doları satayım mı?”Â
17 Kasım 2016 – 10:40
Bu tür zamanlarda bu soruların bireyler için aslında fazla anlamı yoktur. Geleceğe ilişkin sorular artmıştır. Bunun anlamı iç talebin bıçak gibi kesilmesidir. Döviz volatilitesi ve günlük hareketler bir şekilde dizginlenmedikçe, geleceğe güven azalır, herkes parasını kafese alır, harcamalar düşer, firma gelirleri sert düşer, yatırımlar durur. Finansal piyasalardaki bir sarsıntı bir süre sonra reel sektör krizine ve güven bunalımına dönüşebilir ve ekonomiye hasar vermeye başlar.
İncelediğim ülke krizlerinde gördüm ki; böyle zamanlarda ekonomi yönetimleri genel olarak gidişatı ciddiye almazlar. Eğer kurlardaki dalgalar anlamlı bir süre devam ederse, finansal piyasalardaki bu hareket bir süre sonra reel kesimde öldürücü etkiler yaratmaya başlar. Yani bir depremin 10 saniye sürmesi ile 45 saniye sürmesi arasındaki fark gibidir. Süre uzadıkça hasar artar ama hasarın artması doğrusal değil, geometriktir. Yani, deprem 10 saniye sürerse hiç ev yıkılmazken 15 saniye sürdüğünde 5 ev, 20 saniye sürdürdüğünde 50 ev, 30 saniye sürdüğünde 200 ev, 45 saniye sürdüğünde ise bir şehrin yarısı yıkılabilir.
Bu nedenle ekonomi yönetimi şu an konuşmak yerine, ekonomik koordinasyon kurulunu harekete geçirmelidir. Öncelikle, dövizdeki son hareketlerin teşhisi doğru yapılmalıdır. Bu teşhiste, dövizin volatilitesinin kontrol edilebilir ve kontrol edilemez unsurları bir birinden ayrılmalıdır. Kontrol edilemeyecek kısmını piyasa şartlarına bırakırken, kontrol edilebilir kısımda adım adım yapılacak önlemler belirlenmelidir. Unutulmamalı ki; bir deprem söz konusuysa, depremi önleyecek yöntem geliştirmeye çalışmak anlamsızdır. Çünkü kontrol edilemeyecek büyüklükte yer tabakaları mevcuttur ve hiç bir teknoloji depremi engelleyemez. Ama yapılacak olan şey, deprem sırasında olabilecek hasarı en aza indirecek önlemlerdir. Binaları sağlam yapmak, kontrol edilebilir bir unsurdur.
Åžu an döviz kurlarını etkileyen en önemli sebep FED’in Aralık ayı toplantısında faizlerin artırılacağı beklentisidir. Bu toplantı yapılıp bitende kadar dolarda volatilite yüksek kalmaya devam edecektir. O süre içinde doların kaça gideceÄŸini tahmin etmek imkansızdır. Ama ÅŸunu biliyoruz ki; aÅŸağı yönlü bir trend oluÅŸturması, iÅŸin doÄŸasına aykırıdır. Ekonomi yönetimimiz FED’in kararını etkileyemeyeceÄŸine göre, bu faktör kontrol edilebilir bir faktör deÄŸildir. Aynen deprem yaratan yer tabakaları çatlakları gibidir. Peki ekonomi yönetimi bu durumda ne yapmalıdır?
Oturup senaryo oluşturmalıdır. En kötü senaryo, normal senaryo ve iyimser senaryo şartlarında dövizin hangi hareketi yapması durumunda ne tür önlemleri devreye sokacaklarını belirlemeliler. Bir kardiyolog, kalp krizi durumunda sırasıyla neler yapılması gerektiğini bilir. Ama sokakta kalp krizi geçiren birine bilgisiz bir adamın yardım etmeye çalışırken, ölümüne sebep olduğunu görebilirsiniz. Ekonomi yönetimi hiç bir şekilde kamuya yansımayacak şekilde gizli toplantı yapmalı ve şu sorulara cevap bulmalıdır;
- Dolar günlük bazda %X’ten fazla yükselirse, atılacak adımlar nelerdir? Ekonomi yönetiminden kimlerin konuÅŸmasına izin verilmelidir? kamuoyuna açıklamayı kim yapacak ve açıklama neleri içerecektir. Yapılacak basın toplantısı veya açıklamada kimler yer alacaktır?
Åžunu vurgulayayım ki; ekonomi yönetimleri adeta çok kötü bir durum varmış gibi görünmemek için, asla bu tür açıklama veya detaylı plan yapmaya gerek duymazlar. EÄŸer açıklama yaparlarsa, paniÄŸin daha fazla artacağını zannederler. Bu çok önemli bir yanılgıdır. Åžu ana kadar dünyada yaÅŸanmış 50’nin üzerinde ülke krizini incelediÄŸimde (para harekatı kitabım bu krizlerin 5-6 tanesini anlatıyor) ekonomi yönetimlerini fazla riski olmayan ve kaçamak söylemlerde bulunmayı ve günü kurtarmayı tercih ediyorlar.  Genel olarak Merkez bankaları adımlar atıyor ama, bu durum geçici olarak rahatlama saÄŸlasa da, daha sonra “MB’nın adımı bir iÅŸe yaramıyor” algısı oluÅŸunca daha kötü etki yapıyor. Çünkü komple bir plan yerine, kısır ve küçük adımlar tercih ediliyor. Bu hataları 2008 krizinde ABD Merkez Bankası BaÅŸkanı Ben Bernanke de yaptı. Kriz baÅŸladıktan sonraki toplantıda faizleri sadece 50 baz puan indirdiler ve piyasadaki geliÅŸmeleri ciddiye almadılar. En sonunda Lehman Brothers çökünce 1.5 trilyon dağıtmak zorunda kaldılar. Faizleri de bir seri toplantıda %5’lerden %1’e kadar indirdiler.
Åžu an Merkez Bankamızın elinde çok geniÅŸ bir veri seti var. Hangi kur seviyelerinde özel sektörün nasıl bir durumla karşılaÅŸacaklarını çok net hesaplayabilirler. Binaları saÄŸlamlaÅŸtırmak adına, firmaların zor duruma düşmemesi için atılacak adımlar önceden planlanmalıdır. Bu konularda Asya krizi ve özellikle de Malezya’nın adımları dikkat çekicidir.
Åžu ana kadar halkımız genel olarak, kur yükseliÅŸlerinde satış yaptılar. En büyük tehlike, hanehalkının da dövize geçmesi ve dolarizasyonun baÅŸlamasıdır. Bu aÅŸamada ihtiyaç yokken dolar almaya kalkışmak, Amerika’ya bedava kredi açmak demektir.Bir ÅŸirketin döviz ödemesi varsa, veya döviz borcu olan birinin döviz alması anlaşılabilir ama hanehalkının yeniden dolara geçiÅŸine yol açacak açıklamalardan kaçınılmalıdır. “Döviz kurlarında oyun var, manipülasyon yapılıyor” söylemleri bu aÅŸamada ikna edici deÄŸildir. Çünkü, sadece TL deÄŸer kaybetmiyor. GeliÅŸmekte olan ülkelerin para birimleri ve hatta geliÅŸmiÅŸ ülkelerin para birimleri de dolara karşı deÄŸer kaybediyorlar. Bu yüzden sadece TL üzerinde oyun oynanıyormuÅŸ mesajları inandırıcı deÄŸil. Halbuki ekonomi yönetimleri, yaptıkları açıklamalarla, halkı bilgilendirici ve kontrol edilebilir ve edilemez unsurları net ve objektif bir ÅŸekilde anlatmalılar. Aksi halde inandırıcılık kaybolur. Bu da güven erozyonu demektir. Bir danışman “dolar 3’ün altına düşecek” deyince insanlar bunun bir bilgi ile söylendiÄŸini düşünerek güveniyor, fakat bunu söyledikten 1 ay sonra dolar 3.30’u geçince, bu söylemlerin ve demeçlerin ikna edici etkisi tümüyle yok oluyor.
Sonuç olarak; Ekonomi koordinasyon kurulu, özellikle Merkez Bankası’nın beyin takımı ile birlikte ki; Merkez Bankası’nda çok etkili ve doktoralı onlarca ekonomist var, izlenecek yol haritasının ana hatlarını belirlemeliler, gizliliÄŸi saÄŸlanacak  ve kamuoyuna sızmayacak ÅŸekilde, hangi geliÅŸmeler olduÄŸunda rutin olan ve rutin yolların dışında uygulanabilecek olaÄŸanüstü önemleri de tartışmalı, her bir politikanın getirisi ile götürüsünü enine boyuna tartışmalılar.  Çünkü FED’in Aralık ayında yapacağı toplantıya kadar olan süreç zor geçecektir.
NOT: Biraz önce Merkez Bankası ROK katsayılarında düşüş yaparak, bankacılık sistemine ek 700 milyon dolar likidite sağladı. Bunun üzerine dolar 3.3230 seviyelerinden 3.3150 seviyelerine geriledi.
Demekki akıl böyle bir şey hocam.Sizi takip etseler bizim kadar bilinçli olacaklar.Hükümet başkanlık üzerinde yoğunlaşmış.<Herhalde başkanlık gelirse dolar 3 tl olacak.Meclisten kız çocukları ile akıl almaz bir yasa ile uğraşıyorlar.Onların gündemi tok açın halinden anlamaz.Ekonomi yönetimine hiç güvenim yok.
Hocam, Allah sizden razı olsun. Bir yazı ancak bu kadar güzel yazılabilir. İnşallah anlaması gerekenler anlamıştır. Benim gibi ky.nın anlaması çok fazla bir anlam ifade etmez. (Yalnız sabah okuduğumda; saat:11.00 de borsa yorumu vereceğim demiştiniz daha sonra o cümlenizin de geri alınmış olduğunu gördüm. Tabii, takdir sizin, neden oldu bilmememle birlikte sık sık bu yorumunuzu bekledim ama göremedim. ) Şayet yanlış görmüşsem kusuruma bakmayın, özür dilerim. Tekrar size sağlıklar-sıhhatler temenni ediyorum..
Bu yazımı aslında dün yazmıştım (17 Kasım 2016) ve dün saat 11:30’da borsa yorumu verdim. Ama bugün editörümüz yazıyının önemli olması nedeniyle tekrar sayfa başına çekmiÅŸ ve dün okumayanlar bugün okuyabilirler diye düşünmüş. Bu yüzden borsa yorumu kısmını kaldırdık. Ä°lginize teÅŸekkür ediyorum.
Çok teşekkür ederim. Lodos11 in düşüncelerine ben de aynen katılıyorum.
hocam bu ülke bizim diye sahip çıkıyoruz fakat ekonomik anlamda şamar oğlanına döndük.bu ülkede yaşıyor isen cebinde 1 TL bile nakit tutmayacaksın.ya altın yada döviz alacaksın.bu ülkenin iktidarıda aynı muhalefeti ise tambir kaos ne yapacağını bilmeyen cahil topluluklarından oluşmaktadır.olan vatandaşa olmaktadır.bu ülke hızlı bir şekilde sanayileşmez ise. ağır sanayi araba yapımı silah yapımı elektronik devrelerin yapımı inşaatla tarımla kalkınmak zor.çünkü bu ülkenin düşmenları binlerce onların kökleride içeride aynı.benim tahminim 31-3.175 tl lere kadar hükümet olumlu gelişmeler yapar ise çekilebilir fakat yinede ümidim yok.borsa ise mart ayına kadar 55 000 lere gelecek derim.
Zamir bey belki şikayet hakkımız her zaman olsada,balık tutmayı öğreten Yaşar hocamız gibi insanları bulmamız gerekiyor.Ben hiç kimseye sormadan Yaşar hocamızı kendi araştırmalarım sonucunda buldum.Ve ogünden beri kafam değişti.Meğer iyi kalpli bir insanda olsam yanlış kararlarım olmuş kaybetmişim ve bundan sevdiklerim zarar görmüş.Hocamız sayesinde iyi olmanın yanında bilgili olmak gerektiğini zamanı boşa harcamamak gerektiğini ve ahlaklı kalınabildiğini öğrendim.Aslında bu değerler bile borsadan daha değerli.Ve bizde bunu çevremize verebilmeliyiz.Alttan akıllı veahlaklı bir değişim bizi ileride mecbur kalmayacağımız hükümetlere götürür.Bir bir artarak kibirsiz ve çalışarak geleceğide kurtarmamız mümkün olacaktır.Avrupa yüzyıllara dayanan bir sürecin sonunda bu noktaya gelmiş.Biz halk olarak aslında siyasetcilerin çok önündeyiz.Hem şikayet edip hemde gereğini yapmalıyız.