Geçen yılın kasım döneminde (ekim-kasım-aralık) işsizlik oranı yüzde 9.1 oldu, bir önceki aya göre değişmedi. Mevsimsel olarak bu dönemde işsizlik oranının artması normaldi. Olumsuz mevsimsel nedenlere rağmen işsizlik oranının aynı kalması bu anlamda sevindirici. Bir önceki yılın aynı döneminde işsizlik oranı yüzde 11 idi.
Ekonomik büyümenin yılın ilk dokuz ayına göre küçümsenmeyecek ölçüde yavaÅŸladığı bir dönemde iÅŸsizlik oranındaki geliÅŸmeler olumlu. Zaten, mevsimsel hareketlerden arındırılmış iÅŸsizlik oranı ekim döneminde yüzde 9.4 iken kasım döneminde yüzde 9.3’e düştü.
Kentlerde kadınların istihdamındaki gelişmeler çok olumlu gidiyor. Kriz döneminde kadın istihdamı azalmamış, tersine artmaya devam etmişti. Grafikten de görüldüğü gibi, on iki aylık ortalamalar bazında kriz sonrasında da kentlerde kadın istihdamındaki artış hızlanarak devam ediyor.
Ä°ÅžGÃœCÃœNE KATILIM VE Ä°STÄ°HDAM
İşsizlik oranı yüksek. Türkiye işsizlik sorununun çözümünden hâlâ çok uzak. Ama gelişmeler doğru yönde. Erkek nüfusta işsizlik oranı yüzde 8.6 civarında. Yeni işgücü verilerinin açıklandığı 2006 yılının kasım döneminden bu yana erkek nüfustaki işsizlik oranı en düşük düzeylere geldi. Buna karşılık kadınlardaki işsizlik oranı bu dönemde yüzde 10.4 oldu. Tarihsel olarak kadınlardaki işsizlik oranının daha düşük olduğu dönemler yaşandı.
Kentlerde işsizlik oranı erkeklerde yüzde 9.4, kadınlarda yüzde 15.3 oldu (bir önceki ay yüzde 16 idi). Bu oranlar hem çok yüksek hem de Türkiye ortalamasının üzerinde. Kadınlardaki işsizlik oranındaki gelişmelerin yavaş olmasının önemli bir nedeni, işgücüne katılımın oldukça hızlı olmasından kaynaklanıyor. Kadınlar daha fazla istihdam ediliyorlar, ama neredeyse aynı sayıda kadın işgücüne katılıyor.
Kentlerde erkeklerin iÅŸgücüne katılımı yıllık yüzde 2.2 civarında artarken, kadınların iÅŸgücüne katılımı yüzde 5’in üzerinde artıyor.
Kriz döneminde kentlerdeki kadınların iÅŸgücüne katılımı yüzde 10’un üzerinde artıyordu. Buna raÄŸmen, kentlerde kadınlardaki iÅŸsiz sayısı kasım döneminde 2008 yılının kasım dönemi düzeyinde (700 bin kiÅŸi civarında). Halbuki, bu dönemde iÅŸgücündeki kadın sayısı 3.9 milyon kiÅŸiden 4 milyon 643 bin kiÅŸiye fırladı. Son üç yılda yaklaşık 800 bin kadına istihdam yaratıldı. Ek istihdamın çok önemli bir bölümü hizmetler sektöründe gerçekleÅŸti.
2008 yılının kasım dönemiyle karşılaÅŸtırıldığında, 2011 yılı kasım döneminde kentlerdeki erkek nüfusun istihdamının yaklaşık 1000 kiÅŸi arttığını görüyoruz. Ä°ÅŸgücündeki insan sayısıyla karşılaÅŸtırıldığında, kentlerdeki erkek nüfusta iÅŸgücünün yüzde 8’ine ek istihdam saÄŸlanırken, bu oran kentlerdeki kadınlarda yüzde 20 oldu.
BAŞLANGIÇ KÖTÜ
Kadın istihdamı konusunda gidecek daha çok yol var. Türkiye genelinde on iki aylık ortalamalar bazında çalışabilir yaÅŸtaki kadınların yaklaşık yüzde 28’i iÅŸgücü piyasasında görünüyor. Avrupa BirliÄŸi ortalaması yüzde 60’ın üzerinde. Kentlerde bu oran aynı bazda yüzde 25’in de altında. Kısacası, gidiÅŸat doÄŸru yönde, ama baÅŸlangıç noktası çok kötü ve dolayısıyla ilerleme çok yavaÅŸ görünüyor.
Kırsal bölgelerde işgücünde görünüp istihdam edilen kadın nüfusun ne kadarının pazar için üretime katıldığı şüphe götürür. Her ne kadar kırsal bölgelerdeki kadın nüfusa ait veriler Türkiye ortalamasını düzeltiyor gibi görünse de, kentlere yönelik verilerin daha sağlıklı olduğu söylenebilir.