Çetin Ãœnsalan – Ä°tibar satın alınmıyor

Türkiye’de her iktidar döneminde zenginler yaratıldı. Fakat şu son 12 yıldır oluşan zenginleşme, sermaye transferi, ihale adreslendirme hiçbir dönemde görülmemiş kadar tavan yaptı.

 

Öyle ki mesela kamu müteahhitleri… Yıllarca bu ülkeye hizmet veren ciddi müteahhitlerin sayısı 300’den 50’lere kadar düştü. Onların yerine yenileri geldi. Bankalar, basın yayın kuruluşları, işletmeler aklınıza gelebilecek her alanda yeni zenginler yaratıldı. Peki bunlar gerçekten zengin miydi?

 

Bir makalemde olayı şöyle tarif etmiştim. Çok paranız oldu, ama zengin olamadınız. Şirketleriniz oldu, ama işadamı olamadınız. Çünkü gereken kültür ve hazım yoktu. Bu da elbette yapılan işlere ve algılanış biçimine de yansıyordu.

 

Farkı anlamak istiyorsanız; aklınızdan geçen markaları temsil eden aile bireylerinin altından servetini çekin. Kimler serveti olmadan da o ise, fark bu. Hani Usta Nezih Demirkent diyordu ya; ‘para kazanabilirsiniz ama itibar satın alamazsınız’ diye, bu yeni tayfanın durumu tam da bu.

 

Nitekim dolar milyarderleri yaratıldı, ama hiçbirini vergi rekortmenleri listesinde göremedik. Listede gördüklerimiz, yine eleştirsek de dünden bugüne varolanlardı. Dedik ya, itibar satın alınamıyor.

 

İtibar Atölyesi, Türkiye İtibar Endeksi’nin 2014 sonuçlarını açıkladı. Dikkatinizi çekerim, bu endeks 2011 yılından bu yana yapılıyor. Yani sonradan parası olanların şaha kalktığı bir dönemden bugüne… Peki sonuç ne? Ama önce birkaç önemli ayrıntıyı paylaşalım.

 

Araştırmanın sonuçları Nisan ayında elde ediliyor. Bilhassa 7 Haziran seçimlerinin geçmesi bekleniyor. Gerekçe de seçimlerden dolara, Suriye-Irak savaş ortamından genel havaya kadar ticari ortama olan etkilerini göz ardı etmemek. Bu nedenle Eylül ayında kamuoyuna duyuruluyor.

 

Yine önemli bir ayrıntı da, araştırmaya yanıt verenlerin yüzde 61’inin kadın ya da erkek aile reisi olması… Yanıt verenlerin yaş ortalaması da 40. Yine ilginç bir vurgu sigorta sektörü ve üniversiteler kategorisinde en itibarlı ilan edilmeye değer kimse bulunamıyor.

 

Gelelim sonuçlara… Sadece ilk üç markayı yazacağım. Koç Holding, Sabancı Holding, Turkcell… Öyledir değildir, ayrı bir tartışma konusu ama algı bu. Üstelik sektörlere göre dağılıma baktığınızda inşaat sektörü istisna olmak kaydıyla, AKP zamanında zengin (!) olanlardan hiçbirinin firması dereceye giremedi.

 

Listedeki diğer firmalara baktığınızda ortalama son 50 – 60 yıla damga vurmuş, aynı firmalar. Hoş toplam değerlerine baktığınızda, bir google etmemesi ayrı bir dram. Bir başka araştırma bunu ortaya koymuştu. Ama en azından tüketici nezdinde itibarları var.

 

O zaman sizce de burada listeye giremeyenler adına bir itibar sorunu ortaya çıkmıyor mu? En çok işi yapıyorlar; en özel olanaklardan yararlanıyorlar; Maliye kapılarına uğramıyor; ihalelerde tesadüfen (!) başarılı oluyorlar, çok para kazanıyorlar, ama itibar satın alamıyorlar.

 

Demek ki neymiş? Çok para insanı zengin, kurulmuş firma da işadamı yapamıyor. Bir rüzgârla gelenlerin, daha öncekiler gibi, ters dönen rüzgârla gittiğini göreceğiz.

 

Yazık… Ama normal. Çünkü başarı olgunluk, çalışma, sürdürülebilirlik ve liyakat ister. Bir yere dayanıp, palazlananlar ise, ne yaparlarsa yapsınlar gönülleri fethedemezler.

 

Ne güzel söylemiş Mevlâna: Kim demiş gül dikenin himayesinde, dikenin itibarı ancak gül sayesinde.

 

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir