İktisatçının Hüznü ve Uçan Piyasalar

Geçen hafta yine pek çok konu gündeme düştü.  Kimisine sadece göz atıp,  kenara koyduk.  Bazı konulara da daha dikkatli baktık.  Herkesin  meşrebi farklı tabii.  Meşrebe göre ilgilendikleri konu da farklılaşıyor. Kendi adıma son dönemde gündemde yer  bulan  iki  konuya, daha çok da bunların arasındaki olası bağlantıya,  ilgi gösterdiğimi söyleyebilirim. Konulardan  birisi  iktisatçıların ekonomideki olası gelişmeleri tahminleriyle ilgili. İkinci konu ise yeni yılın arifesinde başlayan, sonrasında daha  da  yoğunlaşan  iyimserlik iklimi ve bunun piyasaları adeta uçurması.

İktisatçıların ekonomideki gelişmeleri tahmin etme  konusundaki  zafiyeti  her zaman ilgi çekici bir konudur. İktisadi  hayatın  karmaşıklığı, ekonomideki gelişmelerin aynı anda çok sayıda değişken tarafından etkileniyor ve benzeri etkenler  ekonomiye dönük tahminlerin genel bir yanılma payı taşıyor olmasının nedenleri arasında yer alır. Bu iktisadi tahminlerde yanılmayı istisna değil adeta kural haline getirir. Kısacası, iktisatçıların tahmin yanılgısı o kadar yaygın ve sık tekrarlanan bir olgudur ki bunu özel bir konu olarak ele alıp değerlendirmek malumun ilamı olmanın ötesine geçmez.

Benim de  niyetim bu deÄŸil zaten. Türk iktisatçılarının “tahmin tabiatı”  hakkında yapılan bir deÄŸerlendirme ilgimi çekti. Ben yazının kendisini görmedim. The Wall Street Journal’ın (WSJ) bir  blog  sitesinde  yayınlanan  yazı  Türk  iktisatçılarının “hüzünlü ” bir grup olduÄŸunu, son yıllarda Türk ekonomisi büyümede harikalar yaratırken Türk iktisatçılarının bunu hep düşük tahmin ettiklerini, böyle bir zaafla malul olduklarını söylüyor.

Türk iktisatçılarının bütünüyle hüzünlü, yani tahmin özürlü bir grup olduğunu söylemek sanırım doğru olmaz.  Öteki ülkelerde olduğu gibi bizim iktisatçılarımız arasında da ağır doz hüzünlü olanlar olduğu gibi iyimserliği bir uçuculuk becerisi haline getirmiş olanlar da var.  Kaldı ki, özellikle kriz çıkışı dönemlerinde, büyüme tahminlerinde aşağı yönlü yanılma payının yüksek olduğu bilinir. Bunu Türk iktisatçılarının hüznü olarak değerlendirmek haksızlık olabilir.

Öte yandan, son haftalarda gündeme gelen 2012 ve sonrasındaki büyüme performansına ilişkin tahmin ve tartışmalara yüksek dozlu bir hüznün damga vurduğunu söylemek de yanlış olmaz.  Şu meşhur sert iniş-yumuşak iniş meselesini kastediyorum.  Sert  ineceğimizi söyleyen  hüzünlü  iktisatçı  sayısının bayağı yüksek olduğu malum. Bu sıralarda büyüme tahminlerinde hüzün diz boyu anlayacağınız. WSJ bunu kastediyorsa doğruya işaret ediyor denilebilir doğrusu.

*                         *                       *

İşin ilginç yanı,  büyüme tahminlerinde hüzün ortalığı kaplamışken piyasalarda tam bir iyimserlik çılgınlığı yaşanıyor olması. Son haftalarda mali piyasalarda genel bir canlanma ve iyiye gidiş var. Bu sadece bizde böyle değil. Tüm dünyada durum bu.  Finansçıların deyişi  ile bir rally yaşanıyor, yani piyasalar uçuyor.

Kimsenin uçuşunda gözümüz yok ama bu gelişmeler piyasaların algısı ile fiili durum arasında bir kopukluk olduğu izlenimin veriyor.  Öyle ya, bir yandan ekonomilerin yavaşlayacağı, kimisinin fiilen daralacağı gibi hüzünlü tahminler yapılırken bir yandan da piyasaların bu denli şenlikli olması bunların birbirinden bağımsız hareket etmeye başladığı anlamına gelmez mi?  Bana kalırsa gelmez. Bu ilkinin artık birbirinden bağımsız hareket etmeye başladığını söylemek abartı olur. Son tahlilde bu ikili birlikte hareket ederler.

Peki  şu sıralarda ortaya çıkan görüntüyü nasıl açıklayacağız. Büyüme tahminleri ile piyasa algısının arasındaki bağın zayıfladığı ya da koptuğu izlenimin ortaya çıktığı durumlarda  iki olasılıktan birisi söz konusudur diye düşünüyorum.   Olasılıklardan birisi büyüme tahminlerinin fiili durumu yansıtmıyor olmasıdır. Fazla hüzünlü tahminler böyle olabilir.  İkinci olasılık ise büyüme tahminlerinin doğru, piyasalardaki risk algısının ve bunun doğurduğu  iyimserlik  ikliminin yanlış  olmasıdır.

Etrafınıza bakın. Bu iki olasılıktan hangisi doğruyu yansıtıyor? Neye karar verirseniz önünüzü ona göre okuyacaksınız.  İktisatçılar hüzünlü büyüme tahminleri yapıyor, bağlantısızlık görüntüsü buradan ürüyor derseniz mesele yok. Piyasalarda başlayan uçuş temrinlerinin ekonominin genel koşulları ile tutarlı olduğu anlamına gelir bu. Canlılık sürecek demektir. Yok  iktisatçıların büyüme tahminlerindeki hüzün doğruyu yansıtıyor, sorun piyasaların bunun içselleştirmeye yanaşmamasından kaynaklanıyor derseniz bu da son sıralardaki canlılığın yapay olduğu,  ekonominin genel koşulları tarafından desteklenmediği anlamına gelir.  Karar verin. Dikkatli olun. Belki de yapay bir  canlılığın sonuna gelmiş olabiliriz.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir