Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarları boyunca 3 Y ile mücadele ettiklerini iddia etti. Şimdi diyeceksiniz ki, cumhurbaşkanı ile iktidarın ne ilgisi var? Eğer başbakan, ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı ve bakanlar ortada dururken, Vakıfbank konusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklıyorsa, diğerleri yok demektir.
Daha da garip olan, kimse Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘hangi sıfatla hükümetten önce bunu açıklıyorsun’ diye de sormuyor. Anayasa, görevler ve sorumluluklar değişti de, bizim mi haberimiz yok, yoksa Sayın Erdoğan açıktan yemin ettiği anayasayı ihlal mi ediyor? Oysa ülkenin başı olmak hükümeti değil, herkesi kapsar ve uzlaştırıcı olması şartıyla sembolik bir anlamı vardır.
Gelelim tekrar Sayın CumhurbaÅŸkanı’nın 3Y iddiasına… Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar… Okurken tebessüm ettiÄŸinizi görür gibiyim ama yine de konuyu biraz açalım. Yolsuzluk, henüz iddia aÅŸamasına bile gelemiyor. Ä°ddiaların araÅŸtırılması bile milletvekili sayısıyla, parmakla engelleniyorsa, bunun üzerine zaten konuÅŸacak bir ÅŸey kalmıyor.
Peki ya yoksulluk… Ãœlkede 13 milyon kiÅŸi yataÄŸa aç giriyor; iÅŸsizlik rakamlara inat sokakta almış başını gidiyor; insanlar sadaka ekonomisiyle vatandaÅŸ olmaktan çıkarılıyorsa, yoksullukla mücadeleden bahsedemezsiniz.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin kasım ayı raporu, ülkede 3 milyon kişinin yasal takipte olduğunu ortaya koyuyorsa daha ne söylenebilir? Ortalama 3 kişiden 9 milyon insanın hayatına etki etmesi anlamına gelir.
TÜİK rakamları bile baz alındığında ülkede 16 milyon yoksul nüfus varsa, ama bunu Avrupa Birliği kriterleri ile hesapladığınızda oran iki katına çıkıyorsa, nüfusun yüzde 20’si temel ihtiyacını dahi karşılayamıyorsa, yani 41 milyon yoksula sahipseniz, nasıl bir başarıdan söz ediyorsunuz?
İktidara geldiğinizde hane başına borç oranının toplamdaki ağırlığı yüzde 4 iken, bugün yüzde 66’lara çıkmışsa, şirketleriniz gırtlağına kadar borca batmışsa, bir yıl içinde kısa vadeli borç için 220 milyar dolara ihtiyacınız varken, cepte beş kuruş para yoksa hangi yoksulluğu ortadan kaldırdınız?
Bu ülke yoksul bile deÄŸil; daha kötüsü borçlu… Ödenemez durumda borçlu olmak, yoksulluktan daha kötü bir durumdur. Nüfusun yüzde 44’ü tasarruf edemiyorsa, her 10 kiÅŸiden 3’ü eÅŸinden banka hesabını gizliyorsa fotoÄŸraf ne olur?
Türk toplumunun en önemli erdemidir aile içi dayanışma… Fakat araÅŸtırmalara göre Avrupa’da tüketicilerin yüzde 74’ü, Türkiye’de ise yüzde 84’ü ailesinden borç isteyemiyorsa, Avrupa’nın bile bize özgü deÄŸerinde gerisine düşmüşsek bunun açıklamasını nasıl yapacaksınız?
Gelelim yasaklara… Sanırım bunun üzerine de söylenebilecek fazla bir ÅŸey yok. Yasakla tanışmak için, iktidarla aynı ÅŸeyi düşünmemeniz, hatta sosyal paylaşım sitesinde mesaj yayınlamanız bile yeterli. Gazeteci Sedef KabaÅŸ ve Çarşı davası bunun en yakın örnekleri…
Netice itibariyle bu iktidar 12 yıllık performansında yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar baÅŸlıklarında sınıfta kalmıştır. Ama toplum üzerinde baÅŸarılı olduÄŸu bir 3 Y var. YandaÅŸlık, yalakalık ve yorgunluk… Yordunuz memleketi yeter artık, bitsin bu kumpanya…