Nüfus artışından arındırıldığında sıfır büyümenin ya da çok sınırlı küçülmenin ikinci çeyrekte de sürmüş olması ihtimali çok yüksek.
Yılın ikinci çeyreğine ilişkin en güncel veri hafta başında Merkez Bankası tarafından açıklandı. Artık haziran ayına ait reel kesim güven endeksinin ve endeksi oluşturan alt kalemlerin değerlerini biliyoruz. Endeksin 100’ün altında değerler alması, endeksin oluşturulmasında kullanılan ankete yanıt veren Türkiye’nin büyük şirketlerinin ekonomiye güven duymadıkları anlamına geliyor. Endeks değeri ne kadar 100’ün altında ise bu güvensizlik o kadar fazla oluyor. 100’ün üzerindeki değerler için tam tersi geçerli. Kriz dönemlerinde, endeks uzun süre 100’ün oldukça altında kalıyor. En son 2008’in sonları ve 2009’un önemli bir kısmında durum böyleydi. 2010’un başından bu yana ise sadece bir kez 100’ün altına düştü, o da 2011’in son ayındaydı. Bu bir aylık gözleme ‘takılmamak’ gerekiyor. Dolayısıyla Haziran 2012 itibariyle reel kesimin ekonomiye güven duyduğunu belirtmek mümkün.
Son yazılarımda yanıtını aradığım soru açısından ise endeksin 100’ün üzerinde ya da altında olmasından çok, son aylarda nasıl seyrettiği önemli. Zira merak ettiğim şu: 2012’nin ilk çeyreğinde önemli ölçüde yavaşlayan ekonomimiz ikinci çeyrekte ne durumda? Bugüne kadar yayımlanan veriler ikinci çeyreğin ilkinden pek farklı olmadığını ima ediyor. Ancak çoğu veri nisan ayına ait, birkaç tane de mayıs ayı verisi var elimizde. İlk defa haziran ayına ait bir veri yayımlandı. Grafikte reel kesim endeksinin aylık değerlerinin bir yıl öncesinin aynı ayına göre ne kadar değiştikleri gösteriliyor. Sıfırın altındaki değerler bir yıl öncesine kıyasla güvende erozyon olduğunu belirtiyor. İlk saptama şu: Ekonomiye güven duyuluyor olmasına karşın 2011’in ağustos ayından bu yana bu güvende bir yıl öncesine kıyasla azalma var. Üstelik son aylarda güven kaybı ortadan kalkıyor gibiyken haziran ayında artarak sürmüş.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.