Dün açıklanan verilerden biri kapasite kullanım oranıydı. Eylül ayında sanayide kapasite kullanımı yüzde 74 olmuÅŸ. Önceki aylara göre düşüş var. Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle kapasite kullanımı ise daha gerçekçi bir tablo veriyor bize. Bu oran da yüzde 72.8’e inmiÅŸ. Bir yıl önceki aynı rakam yüzde 75 düzeyinde. Eylül ile birlikte yılın üçüncü çeyreÄŸi de tamamlandı. Bu çeyrekteki kapasite kullanımı yüzde 72.9 düzeyinde. Bir önceki çeyrekte yani ikinci çeyrekteki kapasite kullanımı ise yüzde 74.3. Üçüncü çeyrek ikinci çeyrekten daha düşük. Sanayi üretimi de büyümenin motoru. Buradan hareketle yılın üçüncü çeyreÄŸinde büyümenin hızlanmayacağı sonucu çıkarılabilir.
Sanayinin bu kapasite düşüklüğü, iç talebin yerinde saymasına veya gerilemesine baÄŸlanabilir. Nitekim dün açıklanan ikinci veri de bunu doÄŸrular nitelikte. Yine Merkez Bankası tarafından yayımlanan Reel Kesim Güven Endeksi’nde toplam sipariÅŸ miktarında gerileme meydana gelirken ihracat sipariÅŸ miktarı artışını sürdürüyor.
FAİZ ETKİSİ: Peki iç talep bu durgunluğunu, hatta gerilemesini sürdürecek mi? Hayır.
Dün aynı zamanda Merkez Bankası’nın bankaları fonladığı faiz ki, bu gerçek politika faizidir, ilk kez yüzde 6’nın altına indi ve yüzde 5.97 oldu. Bu faiz oranı mayıs ayında çift haneliydi, dört ayda neredeyse yarı yarıya düştü. Merkez Bankası’nın faiz indiriminin finansal sisteme ve oradan ekonomiye etkisi belli bir zamanı alıyor. Dolayısıyla bu faiz indirimlerinin iç tüketimi tetikleyici etkisini belli bir süre sonra, muhtemelen dördüncü çeyrekten itibaren görmeye baÅŸlayabiliriz. Yeni yılın ilk çeyreÄŸinden itibaren de daha toparlanmış bir iç tüketimle karşı karşıya kalabiliriz.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.