Hızlı yurtiçi talep artışı ve yüksek cari açık

Ekonomimiz, 2008’in ilk çeyreÄŸinden itibaren her çeyrek potansiyeline yakın bir hızla büyüseydi ortaya çıkacak gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH), ÅŸu andaki GSYH deÄŸerinin belirgin biçimde üzerinde olacaktı. Ä°ki hafta önceki yazımda bu noktaya dikkat çekmiÅŸ ve “Gerçekten potansiyel büyüme hızımız yüzde 4.7 ise, potansiyelimizin hala altında olmamıza karşın neden bu kadar cari iÅŸlemler açığı veriyoruz?” diye sormuÅŸtum.

Dikkatli okuyucularımın gözünden kaçmamıştır: Bu tür bir hesaplama, 2008’in ilk çeyreÄŸinde ekonomimizin potansiyelinde olduÄŸunu üstü örtük biçimde varsayıyor.  Bu varsayımı yapmayıp, GSYH’nin ÅŸu andaki deÄŸeri ile uzun dönemli eÄŸilimi karşılaÅŸtırıldığında, GSYH’nin az da olsa eÄŸiliminin üzerinde olduÄŸu belirleniyor.

Sözünü ettiÄŸim üstü örtük varsayımdan yola çıkarak, küresel krizden sonra potansiyel büyüme hızımızda bir deÄŸiÅŸiklik olup olmadığı hakkında çalışmak gerektiÄŸini belirtmiÅŸtim. Potansiyel büyüme hızımızın ne ölçüde deÄŸiÅŸtiÄŸi uzun bir çalışma konusu. Küresel kriz ne ölçüde aşındırdı bu hızı? Belki de ilk aşınma ‘yaratıcı yıkım’ gerçekleÅŸtirdi, daha rekabet edebilenler ayakta kaldı ve potansiyelimiz artma sürecine girdi.

Bu ikinci olasılığı düşük buluyorum. Son birkaç yılda potansiyel büyüme hızımızın artmış olması için, teknoloji düzeyimizdeki, sermaye stokumuzdaki ve işgücümüzün beceri-eğitim düzeyindeki artışların, yüzde 4.5-5 potansiyel büyüme hızı dönemindeki artışlara kıyasla daha fazla olması gerekiyor. Bu da kendiliğinden olacak bir şey değil; bu alanlarda son birkaç yılda bizi eski performansımızın üzerine çıkaracak bir yapısal reform yapıldığını hatırlamıyorum.

İlk olasılık geçerli olsa da, yani potansiyel büyüme hızımız düşmüş olsa da, GSYH düzeyinin hâlâ potansiyel GSYH düzeyinin altında olmasına karşın yüksek cari işlemler açığı verebileceğimizin altını çizmek istiyorum bugün. Anahtar yurtiçi talep kavramında saklı.

Yurtiçi talep, özel ve kamu tüketim harcamaları ile özel ve kamu yatırım harcamalarının toplamı. Ãœretmeyip bu talebi karşılamak için yurtdışından ithal ettiÄŸiniz malları kapsıyor. Buna karşılık, üretip ihraç ettiÄŸiniz malları kapsamıyor. Bu nedenle,  GSYH’ye (yurtiçinde üretilen mallara olan talebe) ulaÅŸmak için yurtiçi talepten ithalatı çıkarıp, ihracatı ekliyoruz. Her iki deÄŸiÅŸkenin 2007’nin son çeyreÄŸinden bu yana hareketlerini Grafik 1’de gösteriyorum. Son iki çeyrekte yurtiçi talep ile GSYH arasındaki farkta belirgin bir açılma var.

Yurtiçi talepteki bu hızlı artış ithalatı da hızla artırıyor; cari işlemler açığı büyüyor. Grafik 1, yurtiçi talebin potansiyelinin üzerinde olup olmadığı hakkında bir fikir vermiyor. Bu açıdan bir yorum yapabilmek için uzun dönemli eğiliminden arındırılmış yurtiçi talep değişkenine de bakmak yararlı olacak.

‘Uzun dönemli eÄŸilim’ gözlemediÄŸimiz bir deÄŸiÅŸken; tahmin ediyoruz. Kullandığımız tahmin yöntemine göre bulduÄŸumuz sonuçlar deÄŸiÅŸebilir. Bu nedenle, birkaç farklı yöntem kullanarak bu eÄŸilimi hesapladım; sonuçlar dikkate deÄŸer biçimde deÄŸiÅŸmiyor. Grafik 2’de uygulamada en çok kullanılan yöntem ile elde ettiÄŸim eÄŸilimi (potansiyel yurtiçi talep olarak kabul edilebilir) veriyorum. Ayrıca mevsimlik hareketlerinden arındırılmış yurtiçi talep deÄŸiÅŸkeninin hareketleri de aynı grafikte yer alıyor. Açık biçimde son iki çeyrekte yurtiçi talebin düzeyinin potansiyelinin üzerinde olduÄŸu belirleniyor.

Grafik 3’te ise bu iki deÄŸiÅŸken arasındaki yüzde farkın geliÅŸimi gösteriliyor. Artı deÄŸerler, yurtiçi talebin potansiyelinin üzerinde, eksi deÄŸerler ise altında olduÄŸunu ifade ediyorlar. Özellikle son çeyrekte yurtiçi talebin uzun dönemli eÄŸiliminin oldukça üzerinde gerçekleÅŸtiÄŸini vurgulamak gerekiyor.

Grafik 1. GSYH ve yurtiçi talebin hareketleri: 2007Ç4-2011Ç1 (2008Ç1=100, mevsimlik hareketlerden arındırılmış veriler). Kaynak: TÜİK verilerinden hesaplandı.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir