Her Şey Döviz Kurunun Aşağı Çekilmesi İçin mi?

Merkez Bankası faiz kararında beklenenin dışına çıkmadı. Faizlerde değişiklik yapmadı, üst sınırı aşağıya çekmedi. Yaptığı açıklamada ise şu konuların altı çizilebilir.
■ “Yılın ilk çeyreğinde tüketim talebinde belirgin bir yavaşlama gözlenirken öncü veriler ikinci çeyrek için ılımlı bir toparlanmaya işaret etmektedir.”
■ “Önümüzdeki dönemde enflasyonu etkileyen unsurlar yakından takip edilerek gerekli görülen günlerde ek parasal sıkılaştırma uygulanması tekrarlanabilecektir.”
■ TL likiditesi ve zorunlu karşılıkların altın üzerinden tutulması yeniden düzenlendi. Buna göre TL zorunlu karşılıkların altın üzerinden tutulma oranı yüzde 10’dan yüzde 20’ye çıkarıldı.

REZERVE ALTIN DESTEK: Merkez Bankası kararla birlikte döviz rezervini 1.3 milyar dolar daha artıracak, altın rezervini 2.2 milyar dolar büyütecek. Bankalara da 6.1 milyar liralık likidite kalacak.
Bu kararının ardından Hazine faizlerinde yüzde 9.5 dolayındaki seyir sürdü. Dolar kuru da pek değişmedi.
Zorunlu karşılıkların altın üzerinden tutulmasını artırmak ise hem Merkez Bankası’nın rezervlerini artıracak hem de yastık altı altınları finansal sisteme çekmeye yardımcı olacak. Rezervi artan Merkez Bankası da, kur artışına karşı daha donanımlı olacak veya bu rezervleri cari açığın finansmanında kullanabilecek.
“Gerekli görülen günlerde ek sıkılaştırma uygulaması” da, kurun aşağıya çekilmesi gereği ortaya çıktıkça bunun yapılacağı ve kalıcı olmayacağını gösteriyor bize.

ÖNCELİK KURDA: Buradan da, döviz kuru aşağıya gelmeden Merkez Bankası’nın faizin düşürülmesi ve likiditenin bollaştırılması, fonlama maliyetlerinin düşürülmesi konularında bir şey yapmayacağı sonucunu çıkartabiliriz. Yani her şey kurun aşağıya inmesi için yapılıyor gibi. Neden mi?

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir