Åžair çok güzel söylemiÅŸ güzel ile faydalıyı anlatırken kadının hem güzel hem çalışanını daha çok sevdiÄŸini belirtmiÅŸ. 8 Mart Dünya kadınlar günü gazetemizde yer alan TÜİK verilerine göre “Ekonomide kadının adı yok” haberi bugün Meclis gündeminde yer alan eÄŸitim tartışmaları yerine kız çocuklarımızı doÄŸru eÄŸiterek iÅŸgücüne katmamızın tartışmasını yapmamız gerektiÄŸini gösteriyor. Kadın emeÄŸinin yer aldığı sektörlerdeki baÅŸarılar bunun ne kadar önemli olduÄŸunu ortaya koyuyor…
Yıllar önce okuduÄŸum ünlü ÅŸairin ÅŸiirinin baÅŸlığı “Güzel ile faydalı”ydı. Ve ÅŸiirin bir bölümünde ÅŸu dizeler yer alıyordu: ” Çalışan kadınları severim/ Güzel kadınları severim/ Çalışan güzel kadınları daha çok severim.”
Arkadaşımız Naki Bakır, 8 Mart Dünya kadınlar gününe denk gelen TÜİK verilerine göre kadın nüfusun çalışma alanı içersindeki durumunu anlatan araÅŸtırma haberi, rahmetli Duygu Asena’nın bir zaman rekorlar kıran kitabı “Kadının adı yok” una nazire, “Ekonomide kadının adı yok” baÅŸlığını taşıyor.
Habere baktığımızda Türkiye’nin nüfusunun yüzde 50.3’ünü oluÅŸturarak erkek nüfusundan binde 6 daha yüksek olan kadın nüfusundan Cumhuriyet’in 89. Yılında bile yeterince yararlanamadığımız ortaya çıkıyor. Oysa genç Türkiye Cumhuriyet’in ilk yıllarında kadına Avrupa’nın birçok ülkesinden bile önde deÄŸer ve haklar verildiÄŸini biliyoruz. Buna karşın bugün kadın emeÄŸinden, özellikle ücretli olarak yararlanılan alanda çok gerilerde kaldığımızı görüyoruz.
Bu tablo farklı eğitim tartışmaları yaptığımız şu günlerde kadın nüfusun eğitiminin ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatıyor. Eğitimli kadınlarımız toplumda yoğun rol aldıkları alanlarda üniversitelerde bilim alanında, finans sektöründe, sağlıkta, medyada ülkenin gelişimine önemli katkıda bulunuyorlar. Düşük eğitimle çalışma yaşamı içinde yer aldıkları tarım ve tekstil-konfeksiyon gibi sektörlerde de erkek emeğinden hiçte geri kalmıyorlar…
Bu tablo bize, kız çocuklarımızın eğitimine önem vererek onların emek piyasasına katılmaları imkanını artırdığımız oranda, ülke kalkınmasına önemli ivme katacakları sonucunu gösteriyor…
Ãœlkemiz nüfusu 2011 yılı toplamı 72 milyon 376 bin olarak belirlendi. Bu nüfusun yüzde 50.4’ü 36 milyon 467 bini kadınlar, yüzde 49.6’sı 35 milyon 909 bini erkekler nüfusu oluÅŸturuyor.
15-65 yaÅŸ çağında Ä°ÅŸ gücüne arz rakamlarına baktığımızda erkeklerin çalışma çağındaki nüfuslarının emek piyasına arzedilen bölümü yüzde 71.3′ iken kadın nüfusunda bu oran yüzde 29.7. Bu bize iÅŸgücü içersinde yer alabilecek her üç kadından ancak birinin yer alabildiÄŸini gösteriyor. Bunlar arasında iÅŸ bulup çalışanlar oranına baktığımızda erkek iÅŸgücünün yüzde 91’inin, kadınların ise yüzde 88’inin çalıştığı sonucuna ulaşıyoruz. 2 milyon 615 bin iÅŸsizin içersinde erkeklerin 1 milyon 730 bin ile erkek çalışan nüfus içersinde yüzde 9.2’si oranında iken, kadın iÅŸsizlerin kadın çalışan nüfus içindeki oranı yüzde 11.3 gibi daha yüksek gerçekleÅŸiyor. Bunun sonucunda toplam iÅŸ gücüne katılma içersinde erkekler yüzde 71.7, paya ulaşırken kadınların oranı yüzde 28.3’te kalıyor.
Ayrıca, TÜİK tarafından çalışan toplam 6 milyon 973 bin kadın nüfus içersinde 2 milyon 472 bini “Ãœcretsiz aile işçisi” tanımı ile “Ä°stihdam” içersine bir anlamda zorlama ile katılıyor. Gerçek anlamda istihdam içersindeki kadın nüfusu bu durumda 4 milyon 501 binde kalıyor.
Bu tablodan ÅŸairin beklediÄŸi “Güzel ve faydalı” sonucu alabilmek için, öncelikle mutlaka gelecek dönemde kadın emeÄŸine ihtiyaç alanlarının neler olabileceÄŸini saptamamız, ardından da kız çocuklarımızı bu alanlarda görev üslenecek bilgi birikimine sahip bireyler olarak eÄŸitmemiz gerekir.
Kadın nüfusun iÅŸgücüne katılımının, yüzde 28.3’ten erkek nüfusun katılım oranı yüzde 71’ler seviyesine çıkarılması amaç edilip bu yılda 5-10 yıllık eÄŸitim programlarını projelendirilip hayata geçirmemiz gerekir.
Bu açıdan baktığımda bugün Meclis gündemindeki eğitimle ilgili tartışmaların ne kadar yetersiz ve gereksiz olduğu sonucuna varıyorum. Kadın emeğine, erkek emeği oranında değer veren bir ülke olmamız için eğitim sistemimizde kadın emeğinin üretime daha çok katılabilmesini amaçlayan modeller üzerinde çalışmalar yapmamız gerektiğine inanıyorum.
Kadının ekonomide hakkınca yer alması ve adını duyurması sağlandıkça, Türkiye sürekli ve istikrarlı büyümeyi daha kolay elde edecektir…