Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, terör örgütünü ‘BBG evi gibi’ izlediklerini açıkladı. Sonra gördük ki teröristler de bizi izliyormuş. Ama kimse dağdaki üç tane baldırı çıplağın askerimizi nasıl izleyebildiğini sorgulamadı.
Hukuku gasp ederek, Türkiye’deki tüm cep telefonlarının dinlenmesine şahit olduk. Fakat sonra bu konuşmaların, ilgili ilgisiz ortaya saçıldığını gördük. Fakat kimse kişiye özel bu görüşmelerin, savcının iddianamesi bile yayınlanmadan basına servis edilişini konuşmadı. Güvenlik kaygısıyla çok büyük tartışmaların içinde füze kalkanı getirilip burnumuzun dibine dayandı. Fakat yine kamuoyunun geneli bu hassasiyetin kimin güvenliği için olduğuna bakmadı.
Türkiye’nin bütün stratejik planlarının bulunduğu kozmik odaya girildi. Fakat buradan alınan bilgilerin akıbeti de, kimin eline geçtiğinin de üzerinde fazla durulmadı. Siyasileri köşeye sıkıştıracak videolar internet üzerinden kamuoyuna yayıldı. Herkes içeriği konuştu da, korunduğunu zanneden kişilerin güvenliği üzerindeki zafiyeti tartışmadı.
Deniz otobüslerinin kapısına güvenlik konulmasına rağmen, adamın biri çantasında patlayıcılarla otobüse binip, kaçırdı. Bu teröristin hikâyesinden, yakalanışına her şey boy boy haber yapıldı da, patlayıcılarla güvenlikten nasıl geçtiğine bakılmadı. Bakanlar, Başbakan, Cumhurbaşkanı etrafındaki güvenlik duvarlarını artırdılar, ama kimse bu aşırı güvenliğin nedenini sorgulamadı. Lüks konutlar yapıldı. Pirinç tarlasına bina dikmekle övünen meczuplar türedi de, kimse neden bu konutlarda aşırı bir güvenlik hassasiyeti ortaya konulduğunu konuşmadı.
Şimdi son olarak sıra geldi Mustafa Balbay’a… Bakanlık bir açıklama yaptı ve Mustafa Balbay’ın güvenlik için tek kişilik odaya alındığını ifade etti. Güvenlikten çok bir hücre cezasını andıran bu uygulamanın aynısı Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek için de ortaya konuluyor.
Peki bu hücrede tecrit değil de, bakanlığın yaptığı açıklamadaki gibi bir güvenlik hassasiyeti ise şunu sormak gerekmiyor mu? Türkiye’nin güvenlik güçleri tarafından korumaya alınmış bir cezaevinde nasıl bir güvenlik sorunu var?
Madem açıklama güvenlik hassasiyeti üzerine kurgulanmış, bakanlığın beyanatında buna da değinilmesi gerekiyor. Balbay kimden korunuyor? Eğer böylesi bir ihtimal varsa, içeride İçişleri Bakanlığı’na emanet edilmiş bu aydınları tehdit edenler kimler?
Yeni bir soru daha var. Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan aynı koğuştayken, ayrılmak istenmeleri üzerine, cezaevi yetkilisi tarafından tehdit edildiklerini açıkladılar. Peki bu insanların güvenliğini sağlamakla yükümlü kişiler, güvenliği sağlananları tekme tokat ayırmakla tehdit ediyorsa, onları kim koruyacak? Yoksa içeride daha mahkûm bile olmadan sanık olarak tutulanlar, tek kişilik odalarda güvenlikçilerden mi korunuyor?
Ben anlamadım bu işi, ama birileri açıklık getirse iyi olacak. Türkiye’de nereden bakarsanız bakın güvenlik adına, güvensiz bir ortam yaratılıyor, güvenlik de ihlal ediliyor. Anlaşılan o ki bir ülkede güven tatile çıkınca, ‘lik’ gibi ekler de sadece ayrıntı kalıyor.
” BEBEK KATÄ°LÄ° YALNIZLIK ÇEKMESÄ°N ” DÄ°YEREK KANUNLAR DEĞİŞTÄ°RÄ°LÄ°P, MASRAFA GÄ°RÄ°LÄ°P YANINA ” SEÇME TERÖRÄ°STLERÄ°N” GÖNDERÄ°LDİĞİ ÃœLKEDE GERÇEK VATANSEVERLERE BÖYLE Ä°ÅžKENCE EDENLERÄ° SORGULAMAYAN BU ÃœLKE VATANDAÅžI ” SIRTINA SEMER VURULMAYI ” HAK ETMÄ°YOR MU ? Ä°ÅžTE ”ONLARDA” YAVAÅž YAVAÅž KOYUYORLAR SEMERÄ° …BÄ°R BÄ°R DÜĞÜMLERÄ° SIKILAÅžTIRIYORLAR…SON KALAN HAREKET MABADA ÅžAPLAK ATMAK OLACAK…O GÃœNLER GÄ°TGÄ°DE YAKINLAÅžIYOR!!!!!
Åžunu üzülerek eklemek isterim…hani sizin bir öğretmeniniz vardı ya, ÅŸimdilerde eski bakan olarak olarak anıyorsunuz …ben onun ÅŸu inancını paylaÅŸmıyorum ! ….sizin aktarımınızla demiÅŸti ki ” ben bu millete inanıyorum ” …ben inanmıyorum artık ! ne yazık ki…
Toplum gittikce daha edilgen hale geliyor, maalesef.BOP tiyatrosunda göbek dansı yapıyoruz,üstelik senaryoyu yazanlar,bize bu işi verenler bayağı formlarını kaybettiler.Hatalar çok arttı,hem işsiz hem başsız kalma ihtimali çok arttı,üstelik devlet kavramı çok yıprandı,çok parçalı yapılar tarafından idare edien,sakat bir altyapı oluştu. Biran evvel toparlanmazsak geleceğimiz çok riske girebilir,ya füze gibi çıkarız,ya da beş-altı parça oluruz.