Güven Sak’ın bugünkü yazısı
20 Eylül Perşembe günü gazetelerin ilk sayfasında memlekette zinhar kriz olmadığına dair resmi açıklama yer alırken, spor sayfalarında görülen hava bir başkaydı doğrusu. Akşama UEFA Avrupa Lig’inden takımlarımızın maçları vardı. O sabah, Ali Rıza Amca, Beşiktaş’ın maçı hangi kanalda yayınlanır diye yine derin bir merak içindeydi. Ortada bir gariplik vardı. Bir süredir izlemek istediği futbol karşılaşmalarının hangi kanalda yayınlanacağını ancak yayın saatinden birkaç saat önce öğrenebiliyordu. Bugüne kadar hiç olmayan bir şey oluyordu. Ortada normal olmayan bir iş olmalıydı. Acaba bu neyin alametiydi? Bitmeyen kur intibakı krizinin elbette. Gelin anlatayım.Maçların hangi kanalda yayınlanacağını neden artık çok geç öğreniyoruz?
İlk 20 Eylül günü dikkatimi çekti. Aslında Dünya Gazetesi yazarlarından Fatih Özatay o öğlen yemek yerken söylemese yine dikkatimi çekmezdi. O, gazetelerin spor sayfalarını da okur, maçları da izler. Ben ikisini de yapmam. En son 1974 FIFA Dünya Kupası’nda futbolu sevmeye gayret ettim. Olmadı. Neyse parantezi uzatmayayım, gördüğümü anlatayım.