Ağırlaşan yapısal sorunlar nedeniyle gerek finansal piyasaların, gerekse siyasi iradeler ve kurumsal yapının kötü alışkanlıkları küresel ölçekte çeşitlenerek artmaya devam ediyor. Kendi lehlerine olan gelişmeler iyice abartılırken, görmezden gelinen olumsuzluklar kontrolsüz bir şekilde artmayı sürdürüyor. Durum böyle olunca belirsizlik ve kırılganlığın etki alanını genişletmesi önlenemiyor. İçine düşülen kısırdöngüden çıkılamıyor. Geride bıraktığımız hafta içinde finansal piyasalarımızın kısmen rahatladığına tanık olduk; Türk Lirası daha fazla değer kaybetmedi ve kayıplarının çok cüzi bir kısmını geri aldı; benzer durum hisse senedi ve tahvil piyasalarında da yaşandı. Bir anlamda riskten kaçınma eğiliminin durma noktasına geldiği, daha olumsuz gelişmelerin kısa vadede yaşanmayacağı yönünde bir izlenim yaratılmaya çalışıldı. Gerekçe olarak da ABD Merkez Bankası’nın yeni başkan adayının söylemleri kullanıldı; efendim parasal genişlemenin kısılmasına ilişkin herhangi bir takvim yokmuş!.. Bu aşamada biraz durup düşünmek gerekiyor. Madem parasal genişleme aynı hızla devam edecek, neden emtia fiyatları yükselmiyor ve 10 yıl vadeli devlet tahvili faizleri gerilemiyor?..
Yazının devamı için TIKLAYINIZ. (Dünya Gazetesi)