Gerçeklerden Kaçmak İstikrarsızlığı Artırır!..

Geçtiğimiz hafta genelinde finansal piyasalarda yaşanan eğilimler geleceğe yönelik belirsizlik ve kırılganlığın azaldığı anlamına gelmiyor. Acil parasal genişlemeye zorlanan merkez bankalarından umulan yanıt gelmeyince, panik oluşumunu engellemek adına geri adım atıldı. Döviz, sermaye ve emtia piyasaları genelde geniş bant içi yatay eğilimini sürdürdü. Bu sonuçta merkez bankalarının piyasaları kaderine terk edemeyeceği, siyasilerin ise sert tepki görecek yeni yaklaşımlardan kaçınmak durumunda kalacağı yönündeki varsayımlar bu sonuçta etkili oldu. Küresel düzeydeki olumsuz algılama ve zorlamaların kesilmesi içeride de sınırlı bir rahatlama yarattı.

Ne olup bittiğini daha iyi anlamak için gelişmeleri biraz daha geniş açı ile irdelemekte yarar var. Küresel düzeyde mevcut eğilimlerin sürdürülebilir olmadığı ve sorunlar ağırlaştıkça her kesimde hareket yeteneğinin daralacağı net bir şekilde biliniyor. Zaman kazanmak ve güven bunalımının geri dönüşünü engellemek adına giderek eriyen getirilere rağmen risk alma isteğinin canlı tutulması gerekiyor. Bu aşamada sormak gerekiyor; kimsenin bu fiyatlardan almak istemediği riskleri kim alacak ve taşıyacak? Riskler halen büyük ölçüde kurumsal yapının başka bir deyişle sistemin portföyünde yoğunlaşmış gibi görünüyor ve bunların başkalarına devredilebilirlik şansı kalmamaya başladığında ortalık karışıyor. Merkez bankaları, bankalar ile siyasilerden daha fazla eylem ve fedakarlık bekliyor. Bankalar ise aynı şeyi siyasiler ve merkez bankalarına yaptırmaya çalışıyor. Finansal sermaye ile geniş seçmen kitleleri arasına sıkışan ve hareket yeteneğini büyük ölçüde kaybeden siyasiler ise hiçbir derdin ilacı olamıyor.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir