Dün finansal piyasaları şaşırtan haber Fitch derecelendirme şirketinden geldi. Çok değil 2 ay öncesine kadar İMKB’de Türkiye’nin not artışı fiyatlanırken, Fitch dün “kötü” haberi verdi! Notu artırmak bir yana “görünümü pozitiften, durağana indirmiş”. Yapılan açıklamada görünümdeki değişimin sebepleri olarak yüksek cari açık (78 milyar dolar ile ABD’den sonraki dünyanın en büyük cari açığı olduğu özellikle belirtilmiş) sebebiyle makroekonomik ististikrar konusunda artan olumsuz riskler ve hedeflenenin üzerine çıkan enflasyon gösterilmiş.
Adeta takım tutar gibi ‘Not şirketleri Türkiye’ye hakettiği notu vermiyor’ diyenlerin seslerinin yüksek çıktığı ve artık Türkiye’nin notunun artırılması gerektiğine inananların seslerinin daha yükseldiği bir ortamda Fitch’ten gelen “görünüm indirimi” kafaları karıştırdı. Hatta borsadaki düşüşü buna bağlayanların sayısı hiç de az değildi. Önce borsaya değinmekte fayda var! Borsa(lar) zaten düşüyorlar ve düşeceklerdi. Not haberi sadece bu trendi teyit etti. Bu trendi ne yarattı, ne de hızlandırdı! Fitch bilinmeyen bir şey mi söyledi de borsa bu haberden sonra düştü. Bu söylem gerçeği yansıtmıyor!
Piyasalarda tartışılan bir başka konu da açıklamanın zamanlaması! Açıklama tam Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu’nun (PPK) toplantısı sonrasında geldi! Komplo teorisini sevenler, buna değişik “kulplar” buldular. Atlanan çok önemli bir nokta var! O da Fitch ya da diğer derecelendirme şirketleri komitede alınan böylesi bir kararı önce Hazine’ye ve Merkez Bankası’na bildiriyorlar. Bu bildirimden 24 saat sonra kamuya açıklama yapılıyor. Bir başka deyişle PPK toplantısı öncesinde MB bu ‘görünüm indiriminden’ haberdardı! PPK kararları bu değişiklik çerçevesinde alınmış durumda. Zamanlama konusunda kafa yoranlara; bu açıklamanın PPK toplantısı öncesinde yapılması durumunda ortaya çıkabilecek dedikoduların neler olabileceğini sormak isterim. Özellikle de ortada bir “faiz lobisi” olduğunu iddia edenlerin böylesi bir zamanlamayı nasıl yorumlayacaklarını merak ediyorum.
Önemli bir başka noktayı da atlamamak lâzım. O da açıklamanın “dili”. Derecelendirme kuruluşları kararlarını ilgili devlet kurumlarına ilettikten sonra yapılacak açıklamanın “taslağını” da bu kuruluşlarla paylaşırlarmış. Kararın temelinde bir değişiklik söz konusu ol(a)mazken, yapılan açıklamada etkiyi “yumuşatabilecek” bazı değişikliklerde ortak mutabakatla yapılabiliyormuş. İngilizce metni okuyanlar “açıklamanın bütünlüğüne çok da uymayan” bazı cümleleri bulup çıkarabilirler. “
“… uygun kamu borç dinamikleri, sağlıklı potansiyel büyüme ve güçlü bankacılık…” şeklindeki bir cümle ile görünüm düşüşü sizce ne kadar ‘uyumlu ve tutarlı’?
Komplo teorilerini bir yana bırakalım. Fitch’in açıklamasını okuyanlar aslında son aylarda sıkça dile getirilen sorunların olayı bu noktaya getirdiğini rahatlıkla görebilirler. Temel sorunlarımız var ve bunlar günlük politikalarla çözülebilecek boyutları çoktan aşmış durumda.
Asıl atlanmaması gereken çok önemli bir nokta daha var! Ülke notlarında sadece ekonomik veriler değerlendirilmiyor. Notların bazı şirketlere göre yüzde 50’si bazılarına göre ise üçte ikisi ekonomik verilerden yola çıkılarak hesaplanıyor. Yüzde 50’sinin ekonomik veriler olduğunu kabul edersek, diğer yüzde 50’lik kısım “siyasi istikrar ölçümlerinden” hesaplanıyor. Bunun içinde “politik liderlik ve siyasi istikrar” 100 üzerinden 6 ağırlığa sahip. Bunun dışında; siyasette asker veya din etkisi, etnik ulusal tansiyon, siyasi terörizm, sivil savaş, siyasi parti gelişmişlik, bürokratik kalite, hukuk ve düzen geleneği gibi kamuoyu tarafından hiç mi hiç bilinmeyen parametreler de “notu” etkiliyor. Hem de ekonomik faktörlerle yarı yarıya!
Hülasası sadece enflasyonun ve faizlerin bir kaç yıllığına tek haneye inmesi ya da tek başına iktidar ülkenin notunun artmasına yetmiyor. Yetmediği gibi bu parametrelerin orta uzun vadede sürdürülebilir bir şekilde iyileştiril(e)miyor olması başımıza daha çok sorunlar açacak.
Hamasi “Türkiye daha yüksek notu hakediyor, hele ki AB’ye baktığınızda” demek bizim notumuzu artırmıyor.
Biz kendi ‘çöplüğümüzü’ temizlemiyorsak bizim notumuz artmayacak, olsa olsa diğerlerinin notu düşecektir.
Yakın geçmişte bu “geyik” ile yüksek fiyatla “mal almış” olan bireysel yatırımcılara birileri özür borçlu değil mi?