Bu haftaki yazıma baÅŸlarken, memleketim Kayseri’de hain ve canice saldırı sonrasında ÅŸehit olan CAN’larımıza Allah(cc)’dan rahmet, kalanlarına sabır ve yaralılara da acil ÅŸifalar diliyorum.
Şu an bizi düşürmek istedikleri bir tuzak var. Bu tuzağa düşmemeliyiz. Kürt ve Türk halkını bir birine karşı kışkırtıp bizleri karşı karşıya getirmek istiyorlar. Cani terörün bu cani ayak oyunlarına gelmemeliyiz. Gereken cezaları devletimiz verir. Eğer herkes kendi hukukunu ve adaletini sokakta sağlamaya kalkışırsa, işte tuzağa düştüğümüz an budur. Teröristlerin ekmeklerine yağ sürmüş oluruz.
***
Geçen haftanın en önemli gündem maddesi ABD Merkez Bankası FED’in faiz kararı toplantısıydı. FED faizleri 25 baz puan artırdı. FED üyelerinin tahminlerine göre, 2017’de 3 defa faiz artışı bekleniyor. Bu veriler ve hem büyüme hem de enflasyon tahminlerinin yukarı revize edilmesi piyasalar üzerinde bir miktar stres yarattı. ABD 10 yıllık faizleri %2.64 seviyesine kadar yükseldi. Fakat bu stresin azaldığını görüyoruz, 10 yıllık faizler %2.58’e geriledi.  FED kararları sonrasında Dolar endeksi (DXY) Aralık 2002’den bu yana gördüğü en yüksek seviyeye ulaÅŸtı. Fakat bugün itibariyle gerilemiÅŸ durumda. 2015 yılının Aralık ayında yapılan toplantıda da 2016’da dört defa faiz artışı bekleniyordu ama sadece bir defa yapıldı. Tabi ki, bu cümle “2017’de de en fazla bir tane faiz artışı olur” ÅŸeklinde anlaşılmamalı. Ama Trump’ın ekonomi politikalarının ayrıntıları netleÅŸtikten sonra bu konudaki beklentiler daha da netleÅŸecektir.
FED kararları sonrasında MSCI Dünya endeksi %1 civarı, geliÅŸmekte olan piyasalarda ise MSCI EM endeksi %2.4 geri çekildi. Bu durum ABD’deki faiz artışlarının 2017 yılında devam etmesi durumunda, geliÅŸmekte olan ülke borsaları üzerinde negatif etkisini devam ettirebilecektir. Fakat bir baÅŸka önemli faktör daha var. Faiz artışlarının devam ettiÄŸi bir ortamda, ABD dolarının deÄŸer kazanmaya devam etmesi beklenir. Bu durum ABD’nin dış ticaretini ve cari açığını olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla orta vadede ABD ekonomisinde sorunları artırıcı bir geliÅŸme olacaktır. Fakat ÅŸimdilik bunun piyasalar üzerinde bu aÅŸamada negatif bir etkisi bulunmuyor.Â
Yarın, TCMB’nin PPK toplantısı var. Reuters’in yaptığı anketlere göre PPK’dan 25 baz puan artırım bekleniyor.  Bu ankete 18 kurum katılmış. 8 kurum 25 baz puan artırım beklerken, 5 kurum 50 baz puan artış bekliyor. Faizlerin artırılmayacağını düşünen kurum sayısı ise 5’tir. Bu anket sonuçları ilginç bir durum arz ediyor. Görüşler çok fazla ayrışmış durumda. Dolayısıyla PPK’dan çıkacak sonuç piyasalar üzerinde volatilite yaratacaktır.
50 baz puan artış bekleyen kurumlar, çok büyük bir olasılıkla, FED’in faiz artırmaya baÅŸladığı bu ortamda, TCMB’nin atması gereken adımın 50 baz puan artış olduÄŸunu düşünüyor. Faiz artışı beklemeyen kurumlar ise, büyük olasılıkla siyasi faktörlerin daha fazla ağır basacağını düşünüyorlar.  25 Baz puan artış bekleyen kurumlar ise, dış faktörleri, ve siyasi faktörleri dengeleyecek kararın 25 baz puan olduÄŸunu düşünüyor.
Ben 50 baz puan artış olasılığını çok çok düşük görüyorum.  Normalde 25 baz puan artış yapması anlamlı olur. Fakat eğer TCMB bu ayı pass geçerse buna da çok şaşırmam. Çünkü, şu an bütün gözler TCMB üzerinde olacaktır ve faiz artışı yapmaları durumunda, TCMB üzerindeki medya baskısı artabilir.
TCMB hangi kararı alırsa döviz ve borsa üzerindeki etkisi ne olur?
TCMB 50 baz puan artış yaparsa; Bu durumda dolar/TL kurunda 3.40’lara doÄŸru sert bir gerileme görebiliriz. DüşebileceÄŸi minimum seviye 3.35-3.40 aralığı olur ama normal ÅŸartlar altında 3.40-3.45 aralığında dengelenmesini beklerim. 50 baz puanlık bir artırımın borsa üzerindeki etkisinin negatif olması beklenir. Çünkü; BIST-100 endeksinin oluÅŸturan ağırlık sektör Bankalardır ve faiz artışları bankalar için kötü haber olup, kârlılığını düşürücü etki yapar.  Faiz artışları ayrıca hisse deÄŸerleme modelleri içinde iskonto oranının (Ağırlıklandırılmış sermaye maliyetinin) artmasına neden olarak hisse deÄŸerlerini aÅŸağı çeker. Fakat 50 baz puan artırımın borsa için olumlu bir yanı da var; Merkez Bankası’nın özerk davrandığı ve para politikasını siyasi kararlardan bağımsız olarak belirlediÄŸi düşüncesi, borsaya olumlu etki yapabilir. Bu iki etkiyi bir araya getirdiÄŸimizde, 50 baz puanlık bir artışın borsa üzerindeki etkisinin önce negatif sonra nötr olmasını beklerim.
TCMB 25 baz puan artış yaparsa; Aslında beklenen durum budur. Bu durumda ÅŸu an 3.49 seviyelerinde olan doların 3.45’e kadar gerilediÄŸini görürüz. Bu gerileme ilk anda daha fazla olabilir ama dolar önce 3.45 civarında dengelenir sonra 3.45-3.52 arasında dalgalanır diye düşünüyorum. Borsa üzerindeki kısa vadeli etkisi ise olumlu olur diye düşünüyorum. Çünkü geçen ay 25 baz puan artırım sonrasında borsa olumlu reaksiyon vermiÅŸti. Bunun sebebi de Merkez Bankası’nın nispeten özerk davranmış olmasıydı.
TCMB faiz artışı yapmazsa; Bu durumda dolar/TL kuru 3.55’e doÄŸru sert bir hareket yapabilir. Burada 3.55’in üzerine geçip geçmemesi teknik açıdan önemlidir. 3.55 üzerinde günlük kapanış yaparsa, sonrasında 3.60 direncine doÄŸru hareket ettiÄŸini görebiliriz. Borsa için baktığımızda ise faiz artırmamak olumlu etki yapmalıdır. Çünkü bankalar için faiz artırmamak olumlu bir durumdur. Fakat, aynı anda dolar hızla yukarı gitmeye baÅŸladığı için ve Merkez Bankası’nın siyasi faktörlerin etkisi altında kaldığı düşünüleceÄŸi için kısa vadede borsada da gerileme görebiliriz.  Bu gerileme 76.500 civarlarına doÄŸru olabilir.
BORSA
Borsa haftaya yatay başlangıç yaptı ve yarınki TCMB toplantısına kadar genel olarak işlem miktarının düşük kalmasını ve endeksin dar bir bantta hareket etmesini bekleyebiliriz. Bu hafta sonunda Avrupa ve Amerika Noel tatiline girecek ama çarşamba gününden itibaren yabancıların işlemleri çok azalır ve gelecek hafta genelde ölü geçer. Dolayısıyla borsada 76.000 ile 78.000 aralığında dalgalanma bekleyebiliriz. Fakat önemli olan yeni yılla birlikte olacak hareketlerdir.
Genelde Ocak rallisi adı verilen ve yıl baÅŸlarında ortaya çıkan bir ralliden bahsedilir. Fakat, bu her zaman beklendiÄŸi gibi olmayabilir. Ama Aralık ayının ortalarından bu yana borsada yabancı alımların da sınırlı da olsa arttığını görüyoruz ve genelde piyasada bir Ocak rallisi beklentisi var. Bunu destekleyecek en önemli beklenti ise Trump’ın ekonomi politikalarına iliÅŸkin beklentilerdir. ABD borsalarına rekor kırdıran beklenti, ABD’de vergilerin düşeceÄŸi, alt yapı yatırımlarına ağırlık verileceÄŸinin düşünülmesi ve bunun da toplam harcamaları artırarak, ABD ekonomisinde canlanmayı yaratacağı beklentisidir.  Aslında bu beklenti fiyatlara çoktan girdi ve ABD endeksleri yükseldi fakat bir miktar kâr realizasyonu da gördük. Bu durum borsalar açısından olumlu oldu. Çünkü 20 Ocak’ta Trump koltuÄŸa oturana kadar bu beklenti canlı tutulacaktır. Ama Trump koltuÄŸa oturduktan sonra, söylediklerinin %100’ünü de yapabileceÄŸini düşünmüyorum. Vergileri %30 seviyelerinden %15’lere bir emirle indirmez. Senatoda ve kongrede bu konuda ciddi eleÅŸtiriler alacaktır. Ayrıca alt yapı yatırımları için ülkenin borç limitinin de artırılması gerekiyor. Bunlar ABD’de tek kiÅŸinin emriyle olacak iÅŸler deÄŸil.
Ä°ÅŸte bu yüzden, bunu çok çok iyi bilen piyasalar, 20 Ocak’a kadar “ekonomi büyüyecek” beklentisini canlı tutup, borsada rallinin yolunu açıp, 20 Ocak’tan önce de yavaÅŸ yavaÅŸ çaktırmadan satışa geçebilirler. Bu tür bir durumda bizim borsamızın da genel trende göre hareket etmesini bekleyebiliriz. Tabi ki, bu söylediklerimizin dışında olaÄŸanüstü geliÅŸmeler olması durumunda, bu hikayeyi tekrar gözden geçirmek gerekir. Ama ÅŸu an için benim önümde gördüğüm resmi sizlere tarif etmeye çalıştım. Bu resme göre endeksin 75 binin altına inmesini kısa vadede beklemiyorum. TCMB kararı sonrasında biraz dalgalanma olacaktır. Gelecek hafta borsa kış uykusuna geçebilir. Ocak ayının ilk haftasında ise, ralli öncesi piyasayı aÅŸağı basıp mal toplamak isteyebilirler. Dolayısıyla Ocak ayının ilk haftası karmaşık bir görünüm arz edebilecektir.
Hepinize bol kazançlı bir hafta olması dileÄŸiyle…
Bu yazı 19 Aralık 2016 saat 11:09’da yayınlanmıştır.Â