Merkez Bankası geçen hafta faiz koridorunu beklentilerin de üzerinde açıp, gecelik borç verme faiz tavanını yüzde 3.5 ile 4 puan yükseltince piyasa bir anda şaşırdı.
Merkez Bankası bu kararı almakta haklıydı. Bir haftalık repoyu esas aldığı politika faizi, “a” harfi düşüp “politik faiz” niteliÄŸine büründüğü için dolaylı yolla faizleri artırıp dövizdeki tırmanışın önünü kesmek istedi.
İster heterodoks, ister yeni politikası bileşimi olsun faizin önemli bir unsur olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu araçla ekonomideki oluşumlara yön veremediğiniz takdirde birçok sorunla karşılaşmanız işten bile değil.
Anti-faiz lobisi ÅŸunu bir kez daha anlamalı ki, dövizde aşırı dalgalanmaları önleyecek ve enflasyonist bekleyiÅŸleri ÅŸekillendirecek olan Merkez Bankası’nın belirlediÄŸi faizdir. Bunu unutursanız başınız fena aÄŸrır.
FAÄ°Z DÃœZEYÄ° NERELERE KADAR GÄ°DEBÄ°LÄ°R?
Şimdi top piyasada. Merkez Bankası politika faizlerini artıramadığı için görevi piyasalara verdi. Cuma günü referans faiz 9.6 oranını gördü.
Bizim piyasalarda ise hâkim kuruluşlar bankalar. Dolayısıyla bankaların davranışlarının faizin düzeyini belirleyeceği kesin.
Bankalar bu durumda iki noktayı dikkate alacaklardır.
Birincisi, portföylerindeki DÄ°BS kâğıtlarının ortalama faizi, piyasa faizinin altında kalırsa zarar ederler. Yıl sonuna az bir zaman kaldığını düşünürsek ve ellerindeki ortalama DÄ°BS faizlerinin yüzde 8 ile 9 civarında olduÄŸunu dikkate alırsak, yüzde 10’u aÅŸan bir piyasa faizi bankaların bilançolarını bozar.
Bu nedenle faizin yüzde 10’un üzerine çıkmasını arzu etmezler. Faizi tavan olan yüzde 12’ye yaklaÅŸtırmazlar.
İkinci unsur ise mevduat faizleridir. Bu aşamada bankaların mevduat yarışına gireceklerini ve faizlerini yükselteceklerini sanmıyorum. Biraz daha bekleyeceklerdir.
Ta ki, Merkez Bankası dövizdeki geliÅŸmelere göre likiditeyi sıkarsa ve Avrupa’daki geliÅŸmeler daha da olumsuza dönerse o zaman iÅŸ deÄŸiÅŸir.
Bu çerçevede faizde yeni dengenin daha önceki düzeyinin yüzde 1 ya da 1.5 puan yukarısında oluşacağını bekliyorum.
***
Bak ÅŸu Fransa’nın yaptığına
Avrupa krizini sonlandırma çalışmalarında iş geldi dolaştı, Fransız bankalarının kurtarılmasında parayı kimin vereceği noktasında tıkandı.
Merkel burada sonuna kadar haklı. Fransız bankalarının Yunanistan’a açtığı kredilerden ortaya çıkacak zararı diÄŸer ülkelerin yüklenmesini istemiyor. “Cin fikirli” Sarkozy ise zararı Avrupa Ä°stikrar Fonu’na ya da Avrupa Merkez Bankası’na yıkmak istiyor.
Fransızlar geçmişe dönüp bir baksınlar.
Türkiye’de batan bankaların yükü devlete kaldı.
Ä°ngiltere son krizde el koyduÄŸu bankaların, milli gelirin yüzde 25’i oranında ortaya çıkan zararını üstlendi.
ABD yönetimi ise Merkez Bankası’nı da kullanarak bankalarını kurtardı.
Ä°ÅŸ Fransa’ya gelince bu neden olmuyor? Bütçenden zararları ödersin olur biter.
Gazi ERÇEL