Dünya kur savaşlarını yaşarken, biz uzun zamandır faiz savaşı içindeyiz.
Dünyada bizim yaptığımız türde faiz savaşı yapan başka bir ülke yok.
BaÅŸbakan ErdoÄŸan’ın inancından kaynaklanan düşük faiz ya da sıfır reel faiz yaklaşımı son iki Merkez Bankası BaÅŸkanı tarafından kabul görmedi. Baskı ve ısrarlara karşı iki baÅŸkan da bu politikayı izlemedi.
Sonuç iki başkanın da görevlerinin bir dönem daha uzatılmamasıyla noktalandı.
SONLANMAYAN FAÄ°Z SAVAÅžI
Yeni baÅŸkan Başçı görevi devraldığında durumun farkındaydı. Para politikasının yapısını ve hedeflerini deÄŸiÅŸtirerek BaÅŸbakan’ın yaklaşımını uygulamaya baÅŸladı. Faizi, piyasaların beklentilerinin aksine iki kez düşürüp 5.75 oranına indirdi.
Erdoğan savaşı kazanmıştı.
Ne var ki, gerek dünya konjonktürü gerekse Türk ekonomisinin kırılganlıkları bu kadar düşük bir faiz oranını kaldıracak güçte değildi. Düşük politika faizine karşın enflasyonist eğilimlerde artışlar da ortaya çıkmıştı.
Piyasalar ise istekleri doğrultusunda faizleri yüksek bir düzeye taşıyıp oraya yerleştirdiler.
Son aylarda cari iÅŸlemler açığından kaynaklanan Türkiye’ye bakışın olumsuzlaÅŸması TL üzerinde artan baskılara neden olunca, Merkez Bankası faizi dolaylı yollardan artırma yoluna gitti. “Koridor” yaratarak faizleri yüzde 10’ların üzerine fırlattı.
Bu kez savaÅŸ Merkez Bankası’nın lehine doÄŸru gidiyordu.
Tam bu sırada saÄŸlık sorunlarını atlatan BaÅŸbakan’ın önüne tabloyu koydular. Faizin 5.75 deÄŸil, 11 ya da 12’lerde olduÄŸunu gösterdiler.
BaÅŸbakan duruma hemen müdahale etti. Soyut bir kavram olan faiz lobisi üzerinden Merkez Bankası’na yüklendi.
Banka can havliyle iki gündür yüzde 5.75’ten açık piyasa ihaleleri açarak durumu kurtarmaya çalıştı.
Erdoğan yine galip duruma geçti.
FUTBOL MAÇI GİBİ
BaÅŸkan Başçı’nın son Bursa konuÅŸmasını futbola iliÅŸkin anekdotlarla süslemesi, bana da faiz savaÅŸları baÄŸlamında futbol maçlarını anımsattı.
Bir maç düşünün. Güçlü olan bastırıyor. Öbür taraf ise yenileceğini bilmesine rağmen bu hücumları atlatmaya ve fırsat bulduğunda kontratakla gol atmaya çalışıyor.
Tam bu sırada güçlü takımın en önemli oyuncusu ve takım kaptanı sakatlanıp saha dışına çıkıyor. Karşı taraf 10 kiÅŸi kalan takıma karşı bir “koridor” bulup golü atıyor.
Tedavisi bitip sahaya dönen takım kaptanı bu duruma çok kızıyor, kontrolü eline alıyor. Hücumları sağdan, soldan ve ortadan daha da güçlendirerek sürdürüyor.
Maç hâlâ devam ediyor. Sonucunu hepimiz merak ediyoruz.
Faiz savaşları da aynı.
Büyümeyi sürdürme, dışarıdan finansman bulma, dış borç ödeme, iç tasarrufları artırma ve büyük projelere finansman saÄŸlama gibi sorunlarımız olmasa BaÅŸbakan’ın savaşı kazanacağı kesin.
Gazi ERÇEL