Euro’ya ‘Hayır’ AB’ye ‘Evet’!

Wall Street Journal; Yunanistan’ın eurodan çıkması durumunda Türkiye’nin euroya alınmasını önermiş. Teşekkür ederiz almayalım! Dünkü Vatan’da sevgili Ekonomi Müdürümüz Ercan İnan bu haber üzerine görüşlerimi sormuştu. Soruyu “Komşu’nun yerine AB’ye alınmamız” şeklinde algılayınca bunun her iki taraf için de kazan-kazan durumu olacağını dile getirdim. Ancak sonradan anlaşıldı ki WSJ bizi euroya davet ediyormuş. Bu hamle AB için “kazan” olabilir ancak bizim için hiçbir anlamı yok!

Dağılma tehlikesiyle karşı karşıya olan, parasal birliği olmasına karşın, mali birliği olmayan bir para birliğine neden girelim ki? Euronun, yani Avrupa Para Birliği’nin şu andaki en büyük açmazı da bu değil mi? Para politikaları konusunda tek bir otorite var: Avrupa Merkez Bankası (European Central Bank ECB). Faiz oranları, para arzı, ülkelerarası “para politikalarını etkileyen” dengesizlikleri gözeten ve de bunları dengeleyen/düzenleyen bir kurum ECB. Ancak tek başına para politikası yeterli mi? Tabii ki değil! Ortak vergi politikaları, sermaye transferleri gibi maliye politikalarını ilgilendiren konularda bir yeknesaklık sağlanamadığı; para politikalarının, mali politikalarını (ya da tam tersi) desteklemediği bir ekonomik toplulukta sağlıklı stratejiler oluşturmak mümkün mü? Mümkün değil! Euronun da asıl sorunu tam da burada değil mi? (Ya da euronun kurtuluşu!) Bu düzelmediği sürece euro adam ol(a)mayacak! Uluslararası kabul gören bir rezerv para niteliğine kavuşamayacak!

Böylesi bir para birliğine neden girelim? Hem para politikamızı kendimiz belirleyemiyoruz, hem mali politikalar konusunda para birliği üyelerine tabiiyiz. Üstelik de bu üyeler arasında bir yeknesaklık yok. Daha da ötesi, üyeler arasından bazıları kendilerini “diğerlerinden daha eşit” görüyor! Ne işimiz var böylesi bir para birliğinde…

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir