EURO Bölgesi’nde süre giden finansal krizi çözmek için, yarım yüzyıl öncesinden başlanılan projeyi bitirmek gerekir.
Bu proje, bütünleşmiş bir Avrupa kurulmasıdır. “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu” ile ana rahmine düşen bütünleşme fikri “Ortak Pazar”la yola çıktı. Oradan “Avrupa Ekonomik Topluluğu”na geçildi ve sonunda “Avrupa Birliği” kuruldu. Mali cephede ise önce Avrupa Para Birliği kuruldu. Sonra da Avrupa Para Birimi fikri doğdu.
Pek tabii, her para biriminin, onu doğuran (ihraç eden) bir anası olur. Bunun için Avrupa Merkez Bankası kuruldu. Çocuğun anası belliydi
ama babası tek değildi. Yani bir bakıma Euro bir piç olarak dünyaya geldi. Euro adlı bu velede “ekonominin dikenli ve taşlı yollarında” ilerlerken, kötü yola düşmemesi için bir baba, bir “Mali Otorite” gerekiyordu. Ama, Avrupa Birliği’nin “Maliye Bakanlığı” yoktu. Maalesef korkulan oldu, Euro’yu bol bulan “cari açık bağımlısı” Güney Avrupa ülkeleri ödeyemeyecekleri kadar büyük “dış borçlara” gark olup Euro’yu tehlikeye attılar. Bu dev projenin başarısı için EU (Avrupa Birliği) artık yetmiyor.
UES (United European States) yani bir Avrupa Birleşik Devletleri kurulması gerekiyor.
YOL AYRIMINDAN SONRA, ORTA YOL YOKTUR
Hem sürekli cari açık veren hem de Euro’yu yasal/ulusal para birimi olarak kabul eden ülkelerin, borç batağına saplandıklarından hiç şüphe kalmadı. İtalya ve İspanya, vadesi gelen devlet tahvillerini itfa edebilmek için % 6’dan fazla faiz vererek borçlandılar. Eğer hiçbir önlem alınamazsa, önümüzdeki itfa tarihlerinde bu oranın hızla yükseleceği kesindir. Büyümesi sıfır, enflasyonu %3, bütçe açığı %4-5 olan bir ülkenin, % 6-7 nominal faizle borçlanması freni patlak kamyonun yokuş aşağı gitmesine benzer. Bu kamyon biryerlere çarpmadan duramaz. Bu kaçınılmaz çarpışma sonunda hem kamyon hem de çarpacağı nesne zarar görecektir. Burada kamyon İtalya veya İspanya ise çarpacağı şey de AB’nin bütünüdür. Dolayısıyla şu günlerde AB’nin patronu Almanya’nın bir karar alması şarttır.
DÜYUNU UMUMİYE KURULUYOR
“Cumhuriyet Düşmanları”nın hatırasının önünde saygıyla eğildiği ve anma törenleri düzenlediği Osmanlı yönetiminin son dönemi, haysiyetli bir millet için utanılacak bir devredir. 19. Asırda Osmanlı Devleti, silah almak ve padişaha saraylar yaptırmak için aldığı borçlarını ödemede acze düşmüştü. Bunun üzerine büyük devletler 1878’de “sen kendini idareden aciz, zavallı bir milletsin diyerek” Maliyemiz yönetmek üzere adamlarını yolladı. Düyun-u Umumiye (Genel Borçlar İdaresi) işte budur. Bunun benzeri bir uygulama Yunanistan’da bugün fiilen yürürlüktedir. Almanya ve cari işlem fazlası veren saz arkadaşları, Euro’yu kurtaracak güce ve hatta fazlasına sahiptir.
Bunun için “Birleşik Avrupa Devletleri” adlı bir federal devletin kurulmasına başlamak gerekir. Bu yeni devletin federe üyeleri, bütçe ve özellikle cari açık vermedikleri sürece mali bağımsızlığa sahip olacaktır. Ancak ayaklarını yorganına göre uzatmayanların mali egemenliği sona erecek ve bütçe yapma yetkisi Federal Maliye Bakanlığı’nın geçecektir. Almanya’nın, borçlu devletlerin gırtlağına basmasının, yani taşıyamayacakları kadar yüksek faizle borçlanmalarını soğuk bir şekilde izlemesinin sebebi bu fikre onları alıştırmaktır. Federal Maliye Bakanı bir Hollandalı veya Alman olmalıdır.
Son Söz: Karnını doyurmaktan aciz kurt, önce itleşir sonra köpekleşir.