Ekonomi Koordinasyon Kurulu et ve ekmekteki fiyat artışını tartıştı. Tespite göre son 5 yılda etin fiyatı yüzde 65, ekmeğin fiyatı da yüzde 55 arttı. Sanmayın ki bundan sonraki görüş alışverişi vatandaş odaklı oldu.
Yani hiç kimse vatandaşın ete ulaşamadığını, somunla karnını doyuranların da fiyatlara yetişemediğini konuşmadı. Çünkü öyle olsa iş et ve ekmekle bitmiyor. Kabakta kilo olmuş 5 TL; bunun önemi yok.
Özellikle İstanbul’da ulaşımda hiçbir yere tek vasıta gidemediğinden, ulaşım maliyetlerinin minimum yüzde 100 arttığından bahsedilmiyor. Elektrik, doğalgaz faturalarından, çocukların okul, kitap, giysi maliyetlerinden konuşan bulamıyorsunuz.
Çünkü bu ekonomi kadrosunun bakış açısında insan yok. Onları ilgilendiren, et ve ekmeğin fiyatlardaki artışın, kâğıt üzerindeki enflasyon oranlarına baskı yapması ve istedikleri gibi istatistikleri makyajlamakta zorlanmaları…
Peki çözüm ne? İthalat… Hakkını vermek lazım Tarım Bakanlığı ithalatın et üreticisinin daha da olumsuz etkileneceğini ve bunun sorunu aşmaya yaramayacağını söyledi. Merkez Bankası ise enflasyon oranlarının tutturulabilmesi için ithalatın şart olduğunda ısrar etti.
Sizce kim kazandı? Elbette Merkez Bankası… Fakat daha garip olan bir gerekçe var. Ekmek fiyatlarının artmasının nedeni fırın sayısının fazla olmasıymış. Bunlar hangi iktisat kitabını okudular bilemiyorum ama, bir yerde arz fazlası varsa, fiyat düşer; artmaz.
Ekonomi biliminin o kadar uzağına düşmüşler ve sanal rakamlara kilitlenmişler ki, arzın fazla olmasının piyasada fiyatları arttırdığı gibi, hiçbir mantığa oturmayan bir gerekçeyle ortaya çıkabiliyorlar. Bu neyin cesareti; takdirlerinize bırakıyorum.
Eğer ette 10 yılda 4 milyar dolarlık ithalat yaptın ve sonuçta halen fiyattan yakınıyorsan, yaptığın işin yanlış olduğunu görmen ne kadar zaman alacak? O zamana kadar Türkiye’de üretici kalacak mı? Ani vurgunları önlemek için ithalata başvurulabilir; ama bu ekonomi politikasının kendisi haline gelmez.
Yine ters mantıktan yola çıkarsak, bu kadar çok ithalat ile fiyat neden düşmüyor? Çünkü orada da sanılanın aksine çok sayıda firma yok. Belli başlı kartellerin elinde dönen bir rant alanı yaratıldı ve üretici uçurumun kenarına itildi.
Tarım Bakanlığı’nı tekrar kutluyorum ki ‘üretimin devam etmesi için dengenin kurulması’ görüşünü ortaya koymuş. Ama eleştiriyorum ki, enflasyonla mücadelenin daha önemli olduğunu söyleyen Merkez Bankası karşısında direnememiş.
Velhasıl kelam ortadaki etle ekmek kavgasının yine sokaktaki insanla ilgisi yok. Tek sonucu yok edilen bir üretim, soyulan bir tüketici, gerçek olmayan rakamlarla oluşturulan enflasyon gerçeği ve bu sahte rakamla maaş zammı alan, ama pazara çıktığında maliyeti minimum 4 katı yükselmiş insanlar gerçeği…
Şimdi sormak lazım: Ekonomi Koordinasyon Kurulu, neyi koordine ediyor? Batışı mı?
pasta yiyelim, pasta ……