Enflasyonda Kur Etkisi BelirginleÅŸiyor

Eylül ayı enflasyon verileri beklenen doğrultuda geldi.
Ancak iki nokta öne çıktı.
Birincisi, 2004 ve 2005 yıllarından bu yana ilk kez enerji, gıda, giyim, alkollü ve alkolsüz içkiler ile altın fiyatları hariç hesaplanan çekirdek enflasyon, Tüketici Fiyatları Endeksi’ni (TÃœFE) geçti.
Ä°kincisi, TL’nin diÄŸer paralar karşısındaki deÄŸer kaybı etkisini göstermeye baÅŸladı. Ãœretici Fiyatları Endeksi (ÃœFE) bundan en fazla nasibini alan veri oldu.
Son duruma göre yıllık bazda TÜFE yüzde 6.2, ÜFE yüzde 12.2 ve çekirdek enflasyon yüzde 7.0 düzeyinde gerçekleşmiş durumda.
Eylül ayında ortaya çıkan bu tabloda dikkati çeken diğer noktalar ise şöyle:
â–  Merkez Bankası’nın araÅŸtırmasına göre döviz kuru ve ithal fiyatlarının çekirdek enflasyon üzerindeki etkisi yüzde 15 civarında. TL’nin yüzde 1 deÄŸer yitirmesi enflasyonu 0.15 yüzde puan artırıyor.
Etkisi ise bir yıl boyunca sürüyor.
Bu iliÅŸkiye göre, dolar bazında 1.5 düzeyinden 1.8 düzeyine inen TL’nin TÃœFE’yi önümüzdeki bir yıl içinde yüzde 3 puan yükseltmesi beklenir.
■ TÜFE ile çekirdek enflasyon arasındaki ilişki son zamanlarda zayıflamış durumda.
Yapı Kredi Bankası’ndan Eren Ocakverdi’nin araÅŸtırmasına göre zayıflayan bu iliÅŸkinin nedeni ya çekirdek enflasyonun iyi bir gösterge olmamasından ya da çekirdek dışındaki dinamiklerin dominant etkisinden kaynaklanıyor.
â–  ÃœFE ise hem daha yüksek hem de kur etkisini daha fazla hisseden bir fiyat verisi. Buradan TÃœFE’ye geçiÅŸkenlik ise geçmiÅŸte olduÄŸu gibi yüksek deÄŸil. Sanayi mallarında kur nedeniyle maliyet artışının TÃœFE’yi etkilemesi sınırlı.

GEÇMİŞİ HARCIYORUZ
Gerek kur ve maliyet etkisi gerekse elektrik ve doğalgaz fiyat artışları enflasyonu olumsuz olarak yukarıya çeken faktörler olarak karşımıza çıkmakta.
Buna ek olarak Merkez Bankası’nın önem verdiÄŸi enflasyonist baskıları azaltan çıktı açığı da kapanmış durumda.
Kanımca böyle bir ortamda yıllık fiyat artışlarını tek hanede tutan en önemli faktör yüzde 7’ler civarında oluÅŸmuÅŸ enflasyon bekleyiÅŸleri.
Merkez Bankası uzun yıllar verdiÄŸi uÄŸraşı sonunda Türkiye’de fiyat artışlarının yüzde 7 oranında çıpalanması baÅŸarıldı. Gerek kamu gerekse özel sektör kurumları fiyat ve ücret belirlemelerini bu oranı dikkate alarak yaptılar ve yapmakta devam ediyorlar.
Her ne kadar Merkez Bankası orta dönemli enflasyonu yüzde 5 olarak ilan etse de halkımız, firmalarımız ve devletimiz temkinli yaklaÅŸarak yüzde 5’in biraz üzerinde bir düzeye çıpayı atmış bulunuyor.
İşte bu yapısal değişim, enflasyonun kaotik ortamlarda bile çift hanelere yükselmesini önlüyor.
GeçmiÅŸte de öyleydi. BekleyiÅŸler yıllık yüzde 70-80’lere çıpalandığından Türkiye hiçbir zaman Latin Amerika ülkelerinde gözlendiÄŸi gibi hiperenflasyon yaÅŸamadı.
Merkez Bankası’nın geçmiÅŸteki baÅŸarılarını ÅŸimdi kullanıyoruz. Hedef tutmasa bile onun üzerinde ve tek hanelerde fiyat artışları süregitmesinin en önemli nedeni kanımca bu.
Yoksa enflasyon konusunda laf üretmekten başka yaptığımız pek bir şey yok.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir