Sağolasın Ankara! Mübarek Noel öncesi çocukluğumu yeniden yaşattın bana. Bugün patron sağolsun maaş ödedi. Hanım sokakta, benim odanın penceresinin altında bekliyordu. Hemen sepetle 4.5 kilo ağırlığındaki asgari ücreti aşağı sarkıttım, koşa koşa gitti Bulgar levası almaya. Artık her gün leva bozdurup, günlük ihtiyacımızı karşılayacağız, dolar da bulunmuyor. Zaten, bulunsa da çok pahalı, bizim maaş yetmiyor.
Evet, devlet memuru babamı mütevazi fakat konforlu orta sınıf hayatından 5 yılda sefalete iten 1970’ lerin çift haneli enflasyonu geri döndü. Ankara bu kafada yoluna devam ederse, yakında 1980’ lerin bir %25’e düşen, bir %50’ye çıkan enflasyonu da semalarımızda boy gösterecek. Ardından da 1990’ ların kanserojen, sosyal yapıyı ve siyasi coğrafyayı tahrip eden enflasyonu.
Size enflasyon bir kez %10’u kırdı mı, psikolojik olarak istikrarlı bir ekonomi için temel şart olan %2-3 düzeyine indirilmesinin çok zor ve pahalı olduğunu defalarca yazdım. Çünkü, %10’u aşan enflasyon artık talep veya arz yönlü gelişmelerle değil, beklentilerle şekilleniyor. Türkiye’de beklentiler hep geçmişe bakarak şekilleniyor. Yani, gelecek senenin enflasyonunu tahmin ederken, bu senenin enflasyonunu temel değişken olarak alıyorum. Zaten fiyat ve ücretler de geriye endekslenmiş. Sitemizde bir haber var, devlet memur ve emekliye sene sonunda %2.61 enflasyon farkı ödeyecek. Çünkü, maaş hesabı %4 + 4 enflasyona göre yapıldı, bu tavan aşıldı mı, devlet çalışanını koruyor. Kiralar TÜFE veya ÜFE’ye endeksli, kamu borcunun nerdeyse %40’i değişken faizli, tüm götürü vergiler “yeniden değerleme katsayısı” vasıtası ile geçmiş enflasyona endeksli. Sanayi ve hizmetlerin organize, yani kurumsallaşmış şirketlerin hakim olduğu bölgelerinde enflasyon ve ücretler arasında çok sıkı bir bağ var. NASIL kıracaksınız bu bağı 2102’de?
Ankara’ya bakarsanız, bu beklentiler hiç önemli değil. Enflasyonun nedeni vergi zamları, gıda fiyatları ve kurdan enflasyona geçişkenlik. Ha, bu arada artık enflasyon, kur ve faizden bahsederken TCMB terimini kullanmayacağım. Çünkü artık öyle bir kuruluş yok. TCMB, Ekonomi Bakanlığının bir şube müdürlüğü oldu. Tek görevi Bakan tarafından emredilenleri uygulamak. Dolayısı ile artık başımıza gelenlerin tek sorumlusu var, o da Ankara, TCMB yok. Ankara şimdi bu 3 değişkenin gelecek yıl paşa paşa düşeceğini iddia ediyor. “Enflasyon sorun değil” laubaliliğini vatandaşa yutturmaya çalışıyor. Bir, beklentilerde katılık nedeniyle, o 3 değişken gelecek sene daha iyi huylu davransa da enflasyon düşmez. İki, o 3 değişkenin hiç biri gelecek sene iyi huylu davranmayacak.
Yazının devamı için BURAYI ziyaret ediniz.