En Kötü Geride mi Kalıyor? (2)

Almanya uzun bir süredir ECB’nin para basarak yüklü miktarda sorunlu ülke tahvili almasına karşı çıkıyor.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı (ECB) Draghi’nin açıklamalarına finansal piyasalardan olumlu tepki gelmesi üzerine, salı günü “En kötü geride mi kalıyor?” sorusunun yanıtının peşine düşmüştüm. Olumlu tepkilerin nedenlerini o yazıda ele almıştım. Bugün sıra, bu olumlu havanın neden geçici olabileceği ihtimali olduğunu tartışmakta.
Hatırlayacaksınız, Draghi, bazı Avrupa ülkelerinin devlet tahvillerinin faizlerinin oldukça yüksek düzeylere gelmesinin, para politikasının ekonomi üzerine etkilerini zayıflattığını belirtmişti. “Yükselen tahvil faizleri para politikasının etkisini azaltıyorsa, faizler kabul edilebilir bir düzeye düşene kadar ikincil piyasada o tahvillerden satın alırım” imasında bulunmuştu. Daha sonra, bu operasyonun Avrupa’nın geçici kurtarma fonu olan EFSF ile birlikte yapılacağı konuşulmaya başlandı. Ayrıca, EFSF’nin yerine kurulacak olan Avrupa İstikrar Mekanizması’nın (ESM) bir banka gibi çalışabilmesi ve böylelikle kaldıraçlı işlemlere girişerek, sorunlu ülkelerin devlet tahvillerinden sermayesinin oldukça üzerinde bir tutarda satın alabilmesi için gereken düzenlemelerin yapılması (bankacılık lisansı verilmesi) yine gündeme getirildi.
Özellikle Draghi’nin açıklamaları, bir ölçüde de ESM’nin düzenlenmesine ilişkin beklentilerin yarattığı olumlu havanın geçici olması ihtimalinin nedenleri şöyle:
Birincisi, bırakın kaldıraçlı işlemler için izin almasını, daha ESM’nin kurulmasına ilişkin bir karar Almanya Anayasa Mahkemesi’nin önünde duruyor; eylül ayında görüşülecek. Ayrıca, birkaç gün önce Almanya’nın ESM’ye bankacılık lisansı verilmesine karşı olduğu, Almanya yetkililerince bir kez daha vurgulandı .

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir